Translation of "Yediğini" in German

Zaten yemek yediğini düşündüm.

Ich dachte, du hättest bereits gegessen.

Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?

Weißt du, was deine Kinder essen?

Onu yediğini görmeme izin ver.

Lass mich dir dabei zusehen, wie du’s isst!

Onun bir sandviç yediğini gördü.

- Sie sah ihn einen Sandwich essen.
- Sie sah ihn ein Brot essen.
- Sie sah ihn eine Stulle essen.

Ben onun kurbağa yediğini duyuyorum.

Ich höre, dass er Frösche isst.

Tom kahvaltıda ne yediğini hatırlayamadı.

Tom war außerstande, sich zu erinnern, was er zum Frühstück gegessen hatte.

Tom az önce yemek yediğini söylüyor.

Tom sagt, dass er gerade gegessen habe.

Burada kaç kez yemek yediğini düşünüyorsun?

Wie oft, denkst du, hast du hier gegessen?

Tom arkadaşlarıyla öğle yemeği yediğini söyledi.

Tom sagte, dass er mit seinen Freunden zu Mittag gegessen habe.

- Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.
- Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeceğim.

Sage mir, was du isst, und ich sage dir, wer du bist.

Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

- Sage mir, was du isst, und ich sage dir, wer du bist.
- Sage mir, was Du isst, und ich sage Dir, was Du bist.
- Sag mir, was du isst, und ich sage dir, was du bist.
- Sagt mir, was ihr esst, und ich sage euch, was ihr seid.
- Sagen Sie mir, was Sie essen, und ich sage Ihnen, was Sie sind.

Tom'un öğle yemeği için ne yediğini biliyor musun?

- Weißt du, was Tom zu Mittag gegessen hat?
- Wissen Sie, was Tom zu Mittag gegessen hat?

Tom üzgün olduğunda daha çok yemek yediğini söylüyor.

Tom sagt, dass er mehr esse, wenn er traurig sei.

Tom'un hangi restoranda öğle yemeği yediğini biliyor musun?

Weißt du, in welchem Restaurant Tom zu Mittag isst?

Tom Mary'nin yemeğin sonunu yediğini izlerken orada sessizce oturdu.

Tom saß schweigend da und sah zu, wie Maria die letzten Lebensmittel aß.

Tom yediği elmaya baktığında yarım solucan yediğini fark etti.

Als Tom sich den Apfel, den er gerade aß, besah, merkte er, dass er einen halben Wurm verschlungen hatte.

Tom tabağını bir kenara itti ve yeterince yediğini söyledi.

Tom schob seinen Teller weg und sagte, dass er satt sei.

Tom polise Mary'nin ölmeden önce söz konusu restoranda yemek yediğini söyledi.

- Tom teilte der Polizei mit, dass Maria vor ihrem Tode in dem fraglichen Restaurant gegessen habe.
- Tom teilte der Polizei mit, dass Maria vor ihrem Tode in dem fraglichen Restaurant gespeist habe.

- Tom'u hiç yemek yerken gördün mü?
- Hiç Tom'un yemek yediğini gördün mÜ

Hast du Tom schon einmal essen sehen?

- Tom sadece organik gıda yediğini söylüyor.
- Tom diyor ki sadece organik gıda yiyormuş.

Tom sagt, dass er nur Naturkost zu sich nehme.