Translation of "Kazası" in German

0.004 sec.

Examples of using "Kazası" in a sentence and their german translations:

İş kazası yaşadı.

Sie hatte einen Arbeitsunfall.

Trafik kazası nasıl oldu?

Wie kam es zu dem Verkehrsunfall?

Hiç trafik kazası geçirmedim.

Ich habe nie einen Verkehrsunfall gehabt.

Bu onun altıncı kazası.

- Das ist jetzt sein sechster Unfall.
- Das ist schon sein sechster Unfall.

Tom trafik kazası geçirdi.

Tom hatte einen Verkehrsunfall.

- Yakın zamanda bir araba kazası geçirdim.
- Geçenlerde bir araba kazası geçirdim.

Ich hatte vor Kurzem einen Autounfall.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.

Der Verkehrsunfall hinderte mich daran den Zug zu erwischen.

Uçak kazası tam geçen haftaydı.

Der Flugzeugabsturz hat sich erst letzte Woche zugetragen.

Trafik kazası onun suçu değildi.

Sie hatte keine Schuld an dem Verkehrsunfall.

Tom bir trafik kazası geçirdi.

Tom wurde in einen Verkehrsunfall verwickelt.

Az önce araba kazası yaptım.

Ich hatte vor Kurzem einen Autounfall.

Tom'un kazası için sorumlu hissettim.

Ich fühlte mich für Toms Unfall verantwortlich.

O bir trafik kazası geçirdi.

Er hatte einen Verkehrsunfall.

Tom bir iş kazası geçirdi.

- Tom hatte einen Unfall bei der Arbeit.
- Tom hatte einen Arbeitsunfall.

Tom bir araba kazası geçirdi.

Tom hatte einen Verkehrsunfall.

Tom bir kayak kazası geçirdi.

Tom hatte einen Schiunfall.

Dün bir araba kazası vardı.

Gestern gab es einen Autounfall.

Hiç araba kazası gördün mü?

- Hast du jemals einen Autounfall gesehen?
- Haben Sie jemals einen Autounfall gesehen?
- Habt ihr jemals einen Autounfall gesehen?

Otobüs beklerken bir trafik kazası gördüm.

Während ich auf den Bus wartete, sah ich einen Verkehrsunfall.

Trafik kazası onu gözünden mahrum etti.

Der Verkehrsunfall kostete ihn das Augenlicht.

Sokakta yürürken bir trafik kazası gördüm.

Als ich gerade die Straße entlangging, sah ich zufällig einen Autounfall.

Tom, Roma'da bir araba kazası geçirdi.

Tom hatte in Rom einen Autounfall.

Evin önünde bir trafik kazası olmuştu.

Vor dem Haus gab es einen Verkehrsunfall.

O bir trafik kazası ile karşılaştı.

- Er hatte einen Unfall.
- Er hatte einen Verkehrsunfall.

İtfaiyeci araba-kazası kurbanına yardımcı oldu.

Der Feuerwehrmann half dem Opfer des Autounfalls.

Amcam dün bir trafik kazası ile karşılaştı.

Mein Onkel hatte gestern einen Verkehrsunfall.

Uçak kazası 200 kişinin hayatına mal oldu.

- Das Flugzeugunglück kostete zweihundert Menschen das Leben.
- Bei dem Flugzeugunglück kamen zweihundert Menschen ums Leben.

Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.

Der Ort des Autounfalls bot einen schrecklichen Anblick.

İşe giderken ufak çaplı bir trafik kazası geçirdim.

Ich hatte einen kleinen Unfall auf dem Weg zur Arbeit.

Bir trafik kazası, bize bir sürü soruna neden oldu.

Ein Verkehrsunfall hat uns viel Ärger verursacht.

Onun zamanında buraya gelmesinin ertelenmesi bir trafik kazası yüzündendir.

Er verspätet sich aufgrund eines Verkehrsunfalls.

Bir araba kazası vardı ve trafik bir inç kımıldamadı.

Da war ein Autounfall, und der Verkehr stand still.

Tom bir trafik kazası geçirdiğini söylemek için beni aradı.

Tom rief mich an, um mir zu sagen, dass er einen Verkehrsunfall hatte.

Her yıl yaklaşık 1.2 milyon kişi araba kazası nedeniyle ölmektedir.

Etwa 1,2 Millionen Menschen kommen jährlich durch Autounfälle ums Leben.

- Dick, bir trafik kazası geçirdi.
- Dick bir trafik kazasına karıştı.

- Dick hatte einen Verkehrsunfall.
- Dick wurde in einen Verkehrsunfall verwickelt.

Tom Mary'ye beş yaşındayken karıştığı trafik kazası hakkında soru sordu.

Tom fragte Maria nach dem Verkehrsunfall, in den sie mit fünf Jahren geraten war.

Şirketi iflas etti ve daha da kötüsü o bir trafik kazası geçirdi.

Seine Firma ging Pleite und zu allem Übel hatte er einen Verkehrsunfall.

- Amcam trafik kazasına karıştı.
- Dayım trafik kazasına karıştı.
- Amcam trafik kazası geçirdi.

Mein Onkel war in einen Verkehrsunfall verwickelt.