Translation of "Uçar" in German

0.007 sec.

Examples of using "Uçar" in a sentence and their german translations:

- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
- Yarasalar genelde karanlıkta uçar.

Normalerweise fliegen Fledermäuse in der Dunkelheit.

Bir kartal gökyüzünde uçar.

Ein Adler fliegt am Himmel.

- Kuşlar uçar.
- Kuşlar uçarlar.

Vögel fliegen.

Sık sık uçar mısın?

- Fliegst du oft?
- Fliegen Sie oft?
- Fliegt ihr oft?

Bir kırlangıç ​​çok hızlı uçar.

Eine Schwalbe fliegt sehr schnell.

Sonbaharda göçmen kuşları güneye uçar.

Im Herbst fliegen die Zugvögel nach Süden.

Zaman bir ok gibi uçar.

Die Zeit fliegt pfeilschnell dahin.

Bu uçak Tokyo'ya kesintisiz uçar.

Dieses Flugzeug fliegt direkt nach Tokio.

Kuş ne kadar hızlı uçar?

Wie schnell fliegt der Vogel?

Güzel bir martı denizin üzerinde uçar.

Eine schöne Möwe fliegt über das Meer.

Süpermen bir roket kadar hızlı uçar.

Superman fliegt so schnell wie eine Rakete.

Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.

Das Flugzeug fliegt mit einer Geschwindigkeit von fünfhundert Kilometern pro Stunde.

Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

Wölfe ziehen im Rudel umher, Adler aber fliegen allein.

Bu uçak Osaka ve Hakodate arası uçar.

Dieses Flugzeug fliegt auf der Strecke zwischen Osaka und Hakodate.

Sonbaharda, birçok kuş daha sıcak ülkelere uçar.

Im Herbst fliegen viele Vögel in wärmere Länder.

Sonbaharda birçok kuş daha sıcak iklimlere uçar.

Im Herbst fliegen viele Vögel in wärmere Länder.

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.

Kommt die Armut durch die Tür, entfliegt die Liebe durch das Fenster.

Jet uçakları pervaneli uçaklardan çok daha hızlı uçar.

Düsenmaschinen fliegen viel schneller als Propellermaschinen.

Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!

Zahme Vögel träumen von Freiheit. Wilde Vögel fliegen!

- Kuşlar sık sık birlikte uçarlar.
- Kuşlar genellikle birlikte uçar.

Vögel fliegen oft zusammen.

Mutluluk küçük bir kuş gibidir. O ara sıra uçar gider.

Das Glück ist wie ein Vöglein, irgendwann fliegt es weg.

- Zaman çabuk geçiyor.
- Zaman uçar.
- Zaman su gibi akıp gidiyor.
- Zaman geçip gidiyor.

Die Zeit fliegt.