Translation of "Tom'da" in German

Şemsiyem Tom'da.

- Tom hat meinen Regenschirm.
- Tom hat meinen Schirm.

Arabam Tom'da.

Tom hat mein Auto.

Onu Tom'da almadı.

Tom hat es auch nicht verstanden.

Şemsiyem hâlâ Tom'da.

Tom hat meinen Regenschirm noch immer.

Tom'da ne görüyorsun?

Was siehst du in Tom?

Tom'da disleksi var.

- Tom hat eine Lese-Rechtschreibschwäche.
- Tom ist Legastheniker.

Tom'da Windows 7 var.

Tom hat Windows 7.

- Tom'da yok.
- Tom'un yok.

- Tom hat keinen.
- Tom hat keine.
- Tom hat keines.

Tom'da Mary'nin istediği var.

Tom hat, was Maria will.

Tom'da hiçbir şey yoktu.

Tom hatte nichts.

Tom'da cenabet şansı var.

Tom hat sehr viel Pech.

Tom'da onun hakkında hatalıydı.

Tom hat sich da auch geirrt.

Tom'da anksiyete bozukluğu var.

Tom leidet unter Angstzuständen.

Tom'da Asperger sendromu var.

Tom hat das Aspergersyndrom.

- Tom'da birkaç numara daha var.
- Tom'da daha başka numaralar da var.

Tom hatte einige Tricks auf Lager.

Tom'da senin adından söz etti.

Tom hat deinen Namen auch erwähnt.

Tom'da da bir tane var.

- Tom hat auch einen.
- Tom hat auch eine.
- Tom hat auch eins.

- Kitabım Tom'da.
- Tom kitabımı aldı.

Tom hat mein Buch.

- İhtiyacın olan şey Tom'da vardır belki.
- Sana lazım olan şey Tom'da olabilir.

Tom könnte das haben, was du braucht.

Tom'da Mary'nin dairesinin anahtarı var mı?

- Hat Tom einen Schlüssel zu Marys Apartment?
- Hat Tom einen Schlüssel zu Marys Wohnung?

Tom'da en çok hangi niteliklere hayransın.

Welche Eigenschaften bewundern Sie am meisten an Tom?

- Avantaj hâlâ Tom'da.
- Tom hâlâ avantajlı.

Tom hat immer noch einen Vorteil.

Tom'da az önce bir araba satın aldı.

Tom hat sich auch gerade ein Auto gekauft.

Tom'da senin için de bir tane var.

Tom hat einen für dich.

- Tom'da fıstık alerjisi var.
- Tom'a fıstık dokunuyor.

- Tom ist allergisch gegen Erdnüsse.
- Tom hat eine Erdnussallergie.

- Tom'un penisiline alerjisi var.
- Tom'da penisilin alerjisi var.

Tom hat eine Penicillinallergie.

- Tom daha da iyileşiyor.
- Tom iyileşiyor.
- Tom'da ilerleme var.

- Tom geht es besser.
- Langsam geht es Tom besser.
- Langsam wird Tom besser.
- Tom geht es allmählich besser.

- Tom aşama katediyor gibiydi.
- Tom'da ilerleme var gibi görünüyordu.

Tom schien Fortschritte zu machen.

Ne Tom'da ne de Mary'nin koyu renk saçları var.

Weder Tom noch Maria haben dunkles Haar.

- Tom'un iki tane bilgisayarı var.
- Tom'da iki adet bilgisayar var.

Tom hat zwei Rechner.

- Bulaşık yıkamaya yardım sırası Tom'da.
- Bulaşığa yardım etme sırası Tom'un.

- Tom ist mit dem Abwasch dran.
- Tom ist mit dem Abwasch an der Reihe.

Tom'da Mary'de Boston'da adresi yok, ancak onun telefon numarası var.

- Tom weiß nicht, welche Anschrift Maria in Boston hat, aber er hat ihre Telefonnummer.
- Tom hat die Adresse von Maria in Boston nicht, aber er hat ihre Telefonnummer.

- Tom'un parası vardı, hem de çok.
- Tom'da para vardı, çuvalla hem de.

- Tom hatte Geld, eine Menge davon.
- Tom hatte Geld, und viel davon.

- Tom hakkında hoşlandığın nedir?
- Tom'da sevdiğiniz şey ne?
- Tom'un nesinden hoşlanıyorsun?
- Tom'un neyini beğeniyorsun?

- Was magst du an Tom?
- Was mögt ihr an Tom?
- Was mögen Sie an Tom?

- Tom'un ev tozu alerjisi var.
- Tom'un ev tozuna karşı alerjisi vardır.
- Tom'da ev tozu alerjisi var.

Tom ist gegen Hausstaub allergisch.