Translation of "şansı" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "şansı" in a sentence and their arabic translations:

Bu şansı değerlendirelim.

‫شكراً لك.‬

şansı dönmüştü artık

عاد حظه

Kazanma şansı yok.

ليس هناك فرصة للفوز.

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

‫بعض الناس حالفهم الحظ.‬

Istakozun kaçma şansı yoktu.

‫ولا تجد فريستها أي مفر.‬

Yaşam koşullarını arttırma şansı olabilir.

مياه صالحة للشرب، الكهرباء وما إلى ذلك.

Burada olma şansı sonsuz küçüktür.

فرص التواجد هنا متناهية الصغر.

Ona bir kaçma şansı verdiler.

أعطوه فرصة للهروب.

Av indirmek için en iyi şansı.

‫تلك أفضل فرصة لها للصيد.‬

Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.

علمت أن موكّلي لن يحصل على فرصة عادلة بهذا التشكيل.

Gençlere gelecekleri için savaşma şansı tanıyacak fikirler.

الأفكار التي تمنح الشباب فرصة للقتال من أجل مستقبلهم.

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

فتبدؤون في بناء شراع قادر على اصطياد الحظ.

İnsanla bire birde kalırsa, insanın hiç şansı yok.

‫لا مجال للتغلب عليه في مواجهة فردية.‬

Büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim.

فرصة ليكافحوا وينمو

Insanların azgın bir gergedandan kurtulma şansı olmadığını söylüyor.

‫في مثل هذه الحالات،‬ ‫يعجز البشر عن التخلص من وحيد قرن هائج.‬

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

‫ضبع وحيد لا يضاهي أسدًا.‬

Ama sonra mahallelerde yaşayan, ilköğretimi bile bitirmeye şansı olmayan

لكن مع الوقت اكتشفت أن العديد من الأطفال يعيشون في أوضاع مريبة بالأحياء الفقيرة.

Hangi seçenek panzehri yenilememiz için bize en iyi şansı verir?

‫ما الخيار الذي يمنحنا أفضل فرصة ‬ ‫لاستعاضة الترياق؟‬

Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.

‫لكن قمر الليلة مضيء.‬ ‫لذا لدى أسراب النحام فرصة للنجاة.‬

Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.

‫لكن ضفادع التونغارا لا تعيش سوى لعام.‬ ‫قد تكون هذه آخر فرصه للتزاوج.‬