Translation of "şansı" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "şansı" in a sentence and their hungarian translations:

Bu şansı değerlendirelim.

Ragadjuk hát meg!

Kazanma şansı yok.

Nincs esély a győzelemre.

- Onun iyileşme şansı yok.
- Onun hiç iyileşme şansı yok.

Nincs esélye felépülni.

Istakozun kaçma şansı yoktu.

Ezúttal nem volt menekvés.

Onların bir şansı yok.

Nincs esélyük.

Tom'un bir şansı yoktu.

Tominak esélye sem volt.

Yaşam koşullarını arttırma şansı olabilir.

tiszta ivóvíz, villamos áram stb.

Burada olma şansı sonsuz küçüktür.

Annak az esélye, hogy itt legyünk, rendkívül csekély volt.

Ona bir kaçma şansı verdiler.

Adtak neki egy lehetőséget, hogy elmeneküljön.

Tom aynı şansı hak ediyor.

Tomot ugyanazok a lehetőségek illetik meg.

Hepimiz bir şansı hak ediyoruz.

Mindannyian megérdemlünk egy esélyt.

Onun iş bulma şansı yoktu.

Nincs szerencséje az álláskeresésben.

- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.

Mindenki megérdemel egy második esélyt.

Av indirmek için en iyi şansı.

A legjobb esély a zsákmányejtésre.

Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.

Biztos voltam benne, hogy az ügyfelemnek ebben a közegben esélye sincs.

Tom başka bir şansı hak ediyor.

Tom megérdemel egy újabb lehetőséget.

Tom ikinci bir şansı hak ediyor.

Tom megérdemel egy másik esélyt.

Gençlere gelecekleri için savaşma şansı tanıyacak fikirler.

Ötletek, amelyek esélyt adnak harcolni a fiataloknak jövőjükért.

Şansı yakalamak için bir yelken yaparak başlayın.

A szerencse szelét befogó vitorlát nekünk kell elkezdenünk felhúzni.

Er ya da geç, onun şansı bitecek.

Előbb-utóbb elhagyja őt a szerencse.

Susturmak için asla iyi bir şansı kaçırma.

Sose hagyd ki a jó lehetőséget, hogy befogd a szádat.

Bu planın çok az başarı şansı vardı.

Ez nem volt valami nyerő ötlet.

Büyümeleri ve gelişmeleri için bir mücadele şansı verelim.

Esély, hogy bárki ragyoghasson.

Tek başına bir sırtlanın aslan karşısında şansı yok.

Egy magányos hiénával gond nélkül elbánik az oroszlán.

Seni seviyorum. Beni geri sevebilme şansı var mı?

Szeretlek téged. Van rá valami esély, hogy viszonozod a szeretetem?

- Tom'a seçme şansı vermedim.
- Tom'a seçim hakkı tanımadım.

Nem hagytam Tomnak választást.

Tom'un Mary'nin ona yardım etmesini istemekten başka şansı yoktu.

Tomnak nem volt más választása, mint megkérni Marit, hogy segítsen neki.

Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.

De a hold fénye ma este erős. A flamingók nem esélytelenek.

Çok saf insanlar var, bu yüzden Tom'un seçilme şansı var.

Sok a hiszékeny, szóval megeshet, hogy Tomot választják.

İnsanların uzun zamandır bir satranç bilgisayara karşı bir şansı yoktu.

Az embereknek régóta nincs már esélye a sakkszámítógépek ellen.

Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.

De a túngarák csak egy évig élnek. Talán ez az utolsó alkalom a párzásra.