Translation of "Olmayacağım" in German

0.008 sec.

Examples of using "Olmayacağım" in a sentence and their german translations:

Başarısız olmayacağım.

Ich werde nicht versagen.

Orada olmayacağım.

Ich werde nicht da sein.

Sessiz olmayacağım.

Ich werde keine Ruhe geben.

Arkadaşın olmayacağım.

Ich werde nie dein Freund sein.

Üzgünüm, orada olmayacağım.

Tut mir leid, ich werde nicht da sein.

Yarın burada olmayacağım.

Morgen werde ich nicht hier sein.

Yarın meşgul olmayacağım.

Ich werde morgen nicht viel zu tun haben.

Ben hazır olmayacağım.

Ich werde nicht bereit sein.

Yarın boş olmayacağım.

Ich habe morgen keine Zeit.

Açılış töreninde olmayacağım.

Ich werde an der Eröffnungszeremonie nicht teilnehmen.

Bundan şikayetçi olmayacağım.

Ich werde mich nicht darüber beklagen.

Onunla. Yarın burada olmayacağım.

Morgen bin ich nicht hier.

Asla seninle arkadaş olmayacağım.

- Ich werde nie dein Freund sein.
- Ich werde nie eure Freundin sein.
- Ich werde niemals Ihr Freund werden.

Ben çok mutlu olmayacağım.

Ich werde nicht sehr glücklich sein.

Gelecek ay burada olmayacağım.

Ich werde nächsten Monat nicht hier sein.

Asla Tom gibi olmayacağım.

Ich werde nie so sein wie Tom.

Ben sana yardımcı olmayacağım.

Ich werde dir nicht helfen.

Gelecek Pazar evde olmayacağım.

- Nächsten Sonntag bin ich nicht zu Hause.
- Nächsten Sonntag bin ich nicht zuhause.

Üzgünüm ama hazır olmayacağım.

Es tut mir leid, aber ich werde keine Zeit haben.

Ben bir kravat takmıyor olmayacağım.

Ich werde keine Krawatte anziehen.

Bir hafta boyunca evde olmayacağım.

- Ich werde eine Woche lang nicht zu Hause sein.
- Ich bin eine Woche von zu Hause weg.

Yarın günün çoğunda evde olmayacağım.

Ich bin morgen den größten Teil des Tages nicht zu Hause.

Asla Tom kadar iyi olmayacağım.

Ich werde nie so gut sein wie Tom.

Asla senin kadar iyi olmayacağım.

- Ich werde nie so gut sein wie du.
- Ich werde nie so gut sein wie ihr.
- Ich werde nie so gut sein wie Sie.

Asla diğer bir Sherlock Holmes olmayacağım.

Aus mir wird kein Sherlock Holmes.

Senin için her zaman orada olmayacağım.

Ich werde nicht immer für dich dasein.

Ben asla onun kadar iyi olmayacağım.

Ich werde nie so gut sein wie sie.

Ben asla Mary kadar iyi olmayacağım.

Ich werde nie so gut sein wie Maria.

Ben bir daha asla genç olmayacağım.

Ich werde nie wieder jung sein.

- Yarın mevcut olmayacağım.
- Yarın devamsız olacağım.

Morgen werde ich fehlen.

Onu pazartesiye kadar yapmak için hazır olmayacağım.

Ich werde das nicht vor Montag schaffen.

Bu gece geç vardiyadayım ve gece yarısı civarına kadar evde olmayacağım.

Ich habe heute Spätschicht und komme erst gegen Mitternacht nach Hause.

Ben asla yaşlı bir adam olmayacağım. Benim için, yaşlılık hep benden 15 yaş büyüktür.

Ich werde nie ein alter Mann sein. Alt sein heißt für mich immer fünfzehn Jahre älter sein, als ich bin.