Translation of "Yataktan" in French

0.004 sec.

Examples of using "Yataktan" in a sentence and their french translations:

Yataktan kalktığında

Elle est sortie de son lit

Yataktan çık.

Sortez du lit !

Yataktan kalk.

- Sors du lit !
- Sortez du lit !

O yataktan fırladı.

Il sauta hors du lit.

Ben yataktan fırladım.

- Je bondis hors du lit.
- J'ai bondi hors du lit.

O, yataktan kalktı.

Il bondit hors du lit.

Yataktan kalkmak istemedim.

Je ne voulais pas sortir du lit.

O, yataktan çıkmak istemiyor.

Il ne veut pas sortir du lit.

O, sürünerek yataktan çıktı.

Il rampa hors du lit.

Tom beni yataktan çıkarttı.

Tom m'a fait sortir du lit.

O zar zor yataktan kalkabildi.

Elle pouvait à peine sortir du lit.

Soğuk sabahlarda yataktan çıkmak zordur.

Il est difficile de sortir du lit les matins où il fait froid.

Onu yataktan dışarıya sürüklemek zorunda kaldım.

- J'ai dû le tirer du lit.
- C'est moi qui ai dû le tirer du lit.

Tom yataktan kalkmak istedi ama kalkamadı.

Tom voulu sortir du lit, mais il n'a pas pu.

Her gün yataktan kalkıp heyecanla işime gidiyorum.

Je me lève chaque matin et je suis contente d'aller travailler.

Ben yataktan kalktım ve iyi bir gerindim.

Je suis sorti du lit et ai fait de bonnes élongations.

Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.

Sa paralysie progresse et bientôt, il ne sera plus en mesure de sortir du lit.

Yaşlı kadın yataktan çıkamayacak kadar çok zayıf.

La vieille femme est trop faible pour se lever du lit.

Ben yataktan çıktığımda, zaten güneş gökyüzünde yüksekti.

Quand je me suis levé, le soleil était déjà haut.

Sağlığına kavuşmak istiyorsa Tom'un yataktan kalkmaması gerekiyor.

Tom doit rester au lit s'il veut récupérer.

Yataktan hızlı kalkınca genelde başınız dönüyor mu?

- Avez-vous souvent des vertiges lorsque vous vous levez rapidement du lit ?
- As-tu souvent des vertiges lorsque tu te lèves rapidement du lit ?

Bir gün yataktan bir uyanıyoruz dışarıya bir bakıyoruz

un jour on se réveille du lit on regarde dehors

Ben altıda uyanırım ama yediye kadar yataktan çıkmam.

- Je me réveille à six heures, mais je ne me lève pas avant sept heures.
- Je me réveille à six heures, mais je ne sors pas du lit avant sept heures.

Tom yataktan çarşafları çekti ve onları çamaşır makinesine koydu.

Tom retira les draps du lit et les mit à la machine à laver.

- Tüm gün yatakta durmak istedim.
- Bütün gün yataktan çıkasım gelmedi.

Je voulais rester au lit toute la journée.

İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.

La plupart des gens ont une grande réticence à sortir de leurs lits tôt, même s'ils le doivent.

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.

Avant de sortir du lit, je passe un peu de temps à songer à ce que je vais faire le reste de la journée.