Translation of "Vererek" in French

0.004 sec.

Examples of using "Vererek" in a sentence and their french translations:

Şansınızı boş vererek değerlendirmeyin.

Ne rejette pas ta chance.

Oy vererek temsilcini seçersin.

On élit un représentant par le vote.

Hayatını İngilizce dersi vererek kazanıyor.

Il gagne sa vie en enseignant l'anglais.

Sizler reklamlarınıza kimi koyacağınıza karar vererek,

vous êtes les arbitres de ce que la société considère beau

Onu bir sonraki nesile vererek korudu.

Il le protégea en l’offrant à la génération suivante,

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

Sally gagne sa vie en donnant des cours de piano.

Eski arabamı farkını vererek yenisiyle değiştirdim.

J'ai échangé ma vieille voiture contre une neuve.

Napolyon Murat'ın lehine karar vererek ona Davout'un tümenlerinden birini verdi.

Napoléon se prononça en faveur de Murat, lui donnant une des divisions de Davout.

Hannibal ordusuna onları nehrin ötesinde takip emri vererek onları tamamen dağıtmak istedi.

Hannibal a ordonné à son armée de les poursuivre à travers la rivière, acheminant complètement l'ennemi.

Yerel televizyon istasyonumuz, yerel haberlere yer vererek oldukça iyi bir iş yapıyor.

Notre station de télé locale effectue un assez bon travail de couverture des nouvelles locales.

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,

Christophe Colomb est connu comme tacticien de renom. Une fois, il a coulé une flotte pirate en leur volant tous leurs fruits et légumes, les condamnant ainsi au scorbut.