Translation of "Sınırlı" in French

0.032 sec.

Examples of using "Sınırlı" in a sentence and their french translations:

Fransızcam sınırlı.

Mon français est limité.

- Onun geçimi sınırlı.
- Onun parası sınırlı.

Ses moyens sont limités.

Sınırlı kaynaklarımız var.

Nous avons des ressources limitées.

Bütçemiz çok sınırlı.

Notre budget est très limité.

Bizim zamanımız sınırlı.

Notre temps est limité.

Sınırlı depolama kapasitesi nedeniyle,

à cause de cette capacité de stockage limitée,

Ve diğerleri yıllarca halkın sınırlı sınıflarına yönelirken çok sınırlı kaldı .

pendant la guerre, et d’autres se sont tournés vers des classes limitées de la population pendant des années.

Sınırlı bir bütçe ile çalışıyoruz.

Nous travaillons dans un budget limité.

Çok sınırlı bir stoğumuz var.

Nous avons un stock très limité.

Insanlarla sınırlı temasa dikkar ederek?

même s'ils limitent leur contact avec les autres?

Sınırlı bir bütçeyle seyahat ediyoruz.

- Nous voyageons avec un budget serré.
- Nous voyageons à petit budget.

Bilimsel kaynakları sınırlı bir lisede okumuştum.

avec peu d'opportunités pour les recherches scientifiques.

Sınırlı olduğunu düşünüyorsanız , yanılıyorsunuz. Bu projeler,

certains ingénieurs et travailleurs, vous vous trompez. Ces projets nécessitent

Sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Le nombre d'élèves dans cette classe est limité à 15.

Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir.

Le football n'est pas nécessairement réservé aux hommes.

Tabi bu bu olaylarla da sınırlı kalmıyor

Bien sûr, cela ne se limite pas à ces événements.

Kaynaklarınız sınırlı olduğunda öncelik sıralaması yapmanız gerekir.

Quand vos ressources sont limitées, vous devez établir des priorités.

Be sınıftaki öğrenci sayısı on beşle sınırlı.

Le nombre d'élèves dans cette classe est limité à 15.

Davranış üzerinde çok sınırlı etkisi olduğu gerçeği dışında

si ce n'est que la science montre

Manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu unutmak kolaydır.

à quel point est limitée la marge de manœuvre.

Ve bu sadece bir iş yeriyle sınırlı kalmaz.

Et ça ne se limite pas au lieu de travail.

Sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

on a une chance de capturer les trois dans le temps limité qui nous est imparti.

Birçok yazılım şirketi, işlevselliği sınırlı olsa da, ürünlerinin ücretsiz versiyonlarını sunuyorlar.

De nombreux éditeurs de logiciels proposent des versions gratuites de leurs produits, mais avec des fonctionnalités limitées.

Denememi yazmak için sınırlı zamanım vardı, bu yüzden zaman zaman kestirmeden gittim.

J'avais peu de temps pour rédiger mon essai, alors j'ai pris des raccourcis ici et là.

Sınırlı bir süre için, yıllık abonelikten% 40 indirim almak için EpicHistory kodunu kullanarak Smart TV'nize kaydolabilirsiniz

Pour une durée limitée, vous pouvez vous inscrire sur votre Smart TV en utilisant le code EpicHistory pour obtenir