Translation of "Sıkıldım" in French

0.004 sec.

Examples of using "Sıkıldım" in a sentence and their french translations:

Sıkıldım.

J'ai commencé à m'ennuyer.

- Çok sıkıldım.
- Ölesiye sıkıldım.

Je m'ennuyais à mourir.

- Zaten sıkıldım.
- Çoktan sıkıldım.

Je m'ennuie déjà.

Tom, sıkıldım.

Tom, je m’ennuie.

Zaten sıkıldım.

Je m'ennuie déjà.

Yalnızca biraz sıkıldım.

Je m'ennuie juste un peu.

Yalnızca azıcık sıkıldım.

Je m'ennuie juste un peu.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

Je m'ennuie.

Şu anda sıkıldım.

Je m'ennuie, en ce moment.

Ben bundan sıkıldım.

J'en ai marre d'être ici.

Şu anda çok sıkıldım.

Je m'ennuie tellement en ce moment.

Onun konuşmasından dolayı sıkıldım.

- Son discours m'ennuya.
- Son discours m'a ennuyé.
- Son discours m'a ennuyée.

Onun uzun konuşmasından sıkıldım.

Son long discours m'a ennuyé.

Sıkıldım, bu nedenle ayrıldım.

- Je m'ennuyais donc je suis parti.
- Je m'ennuyais donc je suis partie.

Sıkıldım ve ne yapacağımı bilmiyorum.

J'en ai assez et ne sais quoi faire.

Haydi, benimle oyna, çok sıkıldım!

Allez, joue avec moi, j'm'ennuie trop !

Sıkıldım bu yüzden kasabayı dolaştım.

- Je m'ennuyai, alors j'ai flâné autour de la ville.
- Comme je m'ennuyais, je me suis promené autour de la ville.

Ben sıkıldım ve uykuya daldım.

Je m'ennuyais et je me suis endormi.

Filmi daha önce gördüğüm için sıkıldım.

Je m'ennuyais parce que j'avais déjà vu le film.

Bugün alışveriş merkezine gittik. Çok sıkıldım.

Aujourd'hui nous sommes allés à la galerie commerciale. Ça m'a vraiment gonflé.

Ne kadar çok konuştuysa, o kadar çok sıkıldım.

Plus elle parlait, plus je m'ennuyais.