Translation of "Kalmamıştı" in French

0.004 sec.

Examples of using "Kalmamıştı" in a sentence and their french translations:

Onların hiç parası kalmamıştı.

- Il ne leur restait plus d'argent.
- Ils n'avaient plus d'argent.
- Elles n'avaient plus d'argent.

Yorgunluktan artık yürümeye hâli kalmamıştı.

Il était trop fatigué pour continuer à marcher.

O bir dilim pasta istedi, ama hiçbiri kalmamıştı.

- Elle voulait un morceau de gâteau mais il n'y en avait plus.
- Elle voulait un truc facile, mais il n'y en avait aucun de reste.

- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

Il ne restait rien dans le réfrigérateur.

Estonya bağımsızlığını tekrar kazandı fakat elimizde hiçbir şey kalmamıştı.

l'Estonie a regagné son indépendance mais nous nous sommes retrouvés sans rien.

Aralarında davalık durum kalmamıştı fakat mahkeme bitmiyordu bir türlü

Il n'y avait aucun cas entre eux, mais le tribunal n'a jamais pris fin

Bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.

dû demander à un patient son sexe, sa race ou son ethnie.

- Bundan sonra artık onun hiç parası yoktu.
- Ondan sonra artık onun hiç parası kalmamıştı.

Puis, il n'avait plus eu d'argent.