Translation of "Ilgisi" in French

0.006 sec.

Examples of using "Ilgisi" in a sentence and their french translations:

- Onun politikaya ilgisi yok.
- Onun siyasete ilgisi yok.

Il ne s'intéresse pas à la politique.

Cevap; çok ilgisi var.

La réponse est : tout.

Onun konuyla ilgisi yok.

Là n'est pas la question.

Onun bununla ilgisi yok.

- Ça n'a rien à voir avec ça.
- Ça n'a rien à faire avec ça.
- Cela n'a rien à voir avec ça.

Bunun onunla ilgisi yok.

Ça n'a rien à voir avec lui.

Gerçek hayatla ilgisi yok.

Ça n'a rien à voir avec la vraie vie.

Onun benimle ilgisi yoktu.

Ça n'avait rien à voir avec moi.

Bunun şansla ilgisi yok.

Ça n'a rien à voir avec la chance.

Tom'un bununla ilgisi yok.

Tom n'y est pour rien.

Kimin hiçbir ilgisi yok?

Qui n'a rien à faire ?

Onun sizinle bir ilgisi yok.

Cela n'a rien à voir avec toi.

Onun hatasının benimle ilgisi yok.

Son échec n'a rien à voir avec moi.

Onun onunla bir ilgisi yoktu.

- Elle n'avait rien à faire avec.
- Elle n'avait rien à voir avec.

Bunun onunla hiçbir ilgisi yok.

Ceci n'a rien à voir avec ça.

Onun bununla hiçbir ilgisi yok.

Ça n'a rien à voir avec ça.

Onun konuyla bir ilgisi var.

Il a quelque chose à voir avec ça.

Popülerliğin onunla hiç ilgisi yok.

Ça n’a rien à voir avec la popularité.

Onun modaya bir ilgisi var.

Elle s'intéresse à la mode.

Şansın bununla hiçbir ilgisi yoktu.

La chance n'y avait rien à faire.

Bunun sizinle bir ilgisi yok.

Cela n'a rien à voir avec toi.

Onun olayla bir ilgisi yoktu.

Il n'avait rien à voir avec l'affaire.

Japonca'ya büyük bir ilgisi var.

Le japonais l'intéresse énormément.

Bunun okulla ne ilgisi var?

Qu'est-ce que ceci a à voir avec l'école ?

Bunun bizimle ne ilgisi var?

- Qu'est-ce que ceci a à voir avec nous ?
- Qu'est-ce que cela a à faire avec nous?

Onun bizimle ne ilgisi var?

Qu'est-ce que ceci a à voir avec nous ?

Bunun benimle ne ilgisi var?

- Qu'est-ce que ça a à voir avec moi ?
- En quoi cela me concerne-t-il ?

Sanırım onun skandalla bir ilgisi var.

Je crois qu'il est impliqué dans ce scandale.

Onun konu ile ilgisi olduğunu sanmıyorum.

Je ne pense pas qu'il ait quelque chose à voir avec ça.

Bu sorunun seninle bir ilgisi yok.

- Cette affaire ne te concerne en rien.
- Cette affaire ne te concerne aucunement.

Bu olayla hiçbir ilgisi olmadığını açıkladı.

Il expliqua qu'il n'avait rien à voir avec l'affaire.

Bunun mevcut sorunlarımızla ne ilgisi var?

Qu'est-ce que ça a à voir avec nos problèmes actuels ?

Amcamın sanata derin bir ilgisi var.

Mon oncle a un grand intérêt pour l'art.

Ve değnekle sınıfta gezmeye bir ilgisi yoktu.

et n'avait aucune envie de patrouiller la classe avec une canne,

Onun olayla bir ilgisi var gibi görünüyor.

Il semble qu'elle ait quelque chose à voir avec cette affaire.

- Onun konuyla ilgisi yok.
- Bu ilgili değil.

C'est hors de propos.

Sanırım bunun konuyla ilgisi yok, şu anda.

Je pense que c'est hors sujet, pour l'instant.

Tom Mary'nin hırsızlıkla bir ilgisi olmadığına inanmadı.

Tom ne pensait pas que Marie était impliquée dans le vol.

- Seni ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.

Cela ne vous regarde pas.

Bunun geçen hafta burada olanlarla bir ilgisi yok.

Ceci n'a rien à voir avec ce qui a eu lieu ici la semaine dernière.

İkiz olmalarına rağmen, onların birkaç ortak ilgisi var.

Bien qu'ils soient jumeaux, ils ont peu d'intérêts en commun.

- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bunun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sizinle bir ilgisi yok.
- Bu seninle ilgili değil.

- Ce ne sont pas tes affaires.
- Cela ne vous regarde pas.
- Cela n'a rien à voir avec toi.
- Ce n'est pas ton affaire.
- Ce n'est pas votre affaire.
- Ce ne sont pas vos affaires.
- C'est pas tes affaires.
- Ce ne sont pas tes oignons.
- Ce ne sont pas vos oignons.
- Ça ne te concerne pas.
- Ça ne t'implique pas.
- Ça ne vous regarde pas.

Mutlu sonla daha az ilgisi olan eylemlerle deneyler yapıyorlar --

Elles expérimentent des pratiques où il est moins question d'un heureux dénouement

Fakat bunun, bu insanların yaptıkları eserlerle ne ilgisi var?

mais qu'est-ce que cela a à voir avec le travail de ces gens ?

Dün gece olan bitenlerle bugün olanların ne ilgisi var?

Qu'est-ce que ce qui s'est passé la nuit dernière a à voir avec ce qui se passe aujourd'hui ?

- Benimle ilgili gibi görünüyor.
- Onun bana ilgisi var gibi gözüküyor.

Il semble s'intéresser à moi.

- Seni ilgilendirmez.
- Sizi ilgilendirmez.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Sana ne.

- Ce ne sont pas tes affaires.
- Ce ne sont pas vos affaires.
- Ce ne sont pas tes oignons.
- Ce ne sont pas vos oignons.

- Hepimiz tarihle az çok ilgileniyoruz. Bir bakıma, hepimiz tarihçiyiz.
- Hepimizin az çok tarihe ilgisi var. Bir anlamda hepimiz tarihçiyiz.

Nous avons tous de l'intérêt pour l'histoire. Dans un sens, nous sommes tous historiens.