Translation of "Götürdü" in French

0.007 sec.

Examples of using "Götürdü" in a sentence and their french translations:

Beni kulise götürdü.

Il m'a emmené dans le salon vert.

Köprüyü sel götürdü.

Le pont a été emporté par les inondations.

Sırlarını mezara götürdü.

- Elle a emporté ses secrets dans la tombe.
- Elle a emmené ses secrets dans la tombe.

Bilinmeyen bir bölgeye götürdü.

On est en territoire inconnu.

Arabasını garaja geri götürdü.

Il a rentré sa voiture en marche arrière dans le garage.

O bizi istasyona götürdü.

Il nous a emmenés à la gare.

O onu eliyle götürdü.

Il l'a prise par la main.

Müzik beni çocukluğuma götürdü.

La musique m'a ramené à mon enfance.

Tom, Mary'yi hastaneye götürdü.

- Tom a emmené Mary à l'hôpital.
- Tom emmena Mary à l'hôpital.

Tom bütün eşyamı götürdü.

Tom a pris toutes mes affaires.

Beni arabayla hastaneye götürdü.

Elle m'a conduit à l'hôpital.

Tom'u arabayla hastaneye götürdü.

Elle a conduit Tom à l'hôpital.

Beni arabayla eve götürdü.

Il m'a conduit chez moi.

Annem beni parka götürdü.

Ma mère m'emmena au parc.

O onu göle götürdü.

- Elle l'emmena au lac.
- Elle l'a emmené au lac.
- Elle l'amena au lac.
- Elle l'a amené au lac.

O onu mağazaya götürdü.

- Elle l'amena au magasin.
- Elle l'a emmené au magasin.

Tom Mary'yi Boston'a götürdü.

Tom a conduit Marie à Boston.

Sonrasında bir adım ileri götürdü;

Mais il est allé plus loin ;

Galiçya dağlarından La Coruña'ya götürdü.

les montagnes de Galice jusqu'à La Corogne.

Öğretmenim beni arabayla eve götürdü

Mon professeur m'a reconduit chez moi.

Müzik beni çocukluğuma geri götürdü.

- La musique m'a ramené à mon enfance.
- La musique m'a ramenée à mon enfance.

O, masa örtülerini çamaşırhaneye götürdü.

Elle a apporté la nappe à la blanchisserie.

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Il nous a emmenés au zoo.

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

- Mon père nous a emmenés au zoo.
- Mon père nous a emmenées au zoo.

O beni nezaketle eve götürdü.

Elle me raccompagna gracieusement à la maison.

O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.

- Elle rapporta le livre à la bibliothèque.
- Elle a restitué le livre à la bibliothèque.
- Elle a rapporté le livre à la bibliothèque.

O beni arabayla eve götürdü.

- Il m'a raccompagné chez moi en voiture.
- Il m'a raccompagnée chez moi en voiture.
- Il me raccompagna chez moi en voiture.

O beni araçla eve götürdü.

- Elle me raccompagna chez moi en voiture.
- Elle m'a raccompagné chez moi en voiture.
- Elle m'a raccompagnée chez moi en voiture.

Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.

Mon oncle m'amena en balade à la campagne.

Ken, Tom'u arabayla hastaneye götürdü.

Ken a conduit Tom à l'hôpital.

O onu hayvanat bahçesine götürdü.

- Elle l'emmena au zoo.
- Elle l'a emmené au zoo.

Erkek kardeşim beni müzeye götürdü.

Mon frère m'a emmené au musée.

Katil silahı onunla birlikte götürdü.

Le meurtrier a pris son arme avec lui.

Tom bizi eve geri götürdü.

Tom nous a reconduits chez nous.

- Tom, Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.
- Tom Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.

Tom a conduit Marie vers l'hôpital le plus proche.

Dikkatsiz araba kullanması onu ölüme götürdü.

Il a dû sa mort à sa conduite dangereuse.

Ailesini kaybetme acısı onu intihara götürdü.

La douleur d'avoir perdu sa famille le conduisit au suicide.

Babam dün gece beni sinemaya götürdü.

Mon père m'a emmené au cinéma hier soir.

Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.

Ma sœur a emmené les enfants au zoo.

Geçenlerde birkaç arkadaşım beni top avına götürdü.

Alors des amis m'ont récemment emmené chasser.

Götürdü ve Ney ve Üçüncü Kolordu devraldı.

Ney et le Troisième Corps ont pris le relais.

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

Il l'a emmenée dans la forêt brumeuse.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill a amené son petit frère au zoo.

- Hitler Almanya'yı savaşa götürdü.
- Hitler Almanya'yı savaşa sürükledi.

Hitler conduisit l'Allemagne à la guerre.

O, yaşlı kadının elini tuttu ve kiliseye götürdü.

Elle conduisit la vieille dame à l'église par la main.

Annem iğneyi doktora götürdü ve doktor da işlemi gerçekleştirdi.

Ma mère a apporté l'aiguille à son médecin et il a réalisé la procédure.

Ve Fransız kuvvetlerini Ocaña'da İspanyollara karşı ezici bir zafere götürdü.

et mena les forces françaises à une victoire écrasante sur les Espagnols à Ocaña.

Sarayında görev yaptığı Kiev şehrine götürdü … daha sonra Bizans İmparatoru

prince Yaroslav le Sage… puis à Constantinople, où il commanda la garde varègue de

Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.

Le détective Dan Anderson a emmené avec lui Linda à la station pour un nouvel interrogatoire.

Tom Mary'nin arabaya binmesine yardım etti ve onu hastaneye götürdü.

Tom a aidé Marie à monter dans la voiture et l'a conduite à l'hôpital.

O adamlarını ve atlarını karlı dağların üzerinden götürdü ve sıcak vadilere indirdi.

Il conduisit ses hommes et leurs chevaux sur des montagnes enneigées et au fond de chaudes vallées.