Translation of "Hastaneye" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Hastaneye" in a sentence and their arabic translations:

- Hastaneye kaldırıldı.
- Hastaneye yatırıldı.

أُدخل المستشفى.

- Hastaneye gitmek zorundayım.
- Hastaneye gitmeliyim.

يجب ان اذهب للمستشفى.

Hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى.

- Leyla hastaneye kaldırıldı.
- Leyla hastaneye götürüldü.

نُقِلت ليلى إلى المستشفى.

Hastaneye yatış yapıldı,

وقد أدخلت المستشفى،

Komşular hastaneye gidiyor

الجيران يذهبون إلى المستشفى

Onu hastaneye götürdüm.

أنا أخذتهُ إلي المستشفي.

Dün hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى البارحة.

O, hastaneye kaldırıldı.

أُدخل إلى المستشفى.

Fadıl hastaneye yetiştirildi.

نُقِل سامي بسرعة إلى المستشفى.

Beni hastaneye götürür müsün?

هلّا أوصلتني إلى المستشفى؟

Biz onu hastaneye götürdük.

نحن أخذناها إلي المستشفي.

Ben onu hastaneye götürdüm.

أنا أخذتها إلي المستشفي.

O, dün hastaneye gitti.

ذهبت إلى المستشفى البارحة.

Lütfen beni hastaneye götür.

من فضلك خذني إلى المستشفى.

Fadıl hastaneye geldi mi?

- هل كان سامي في المستشفى؟
- هل ذهب فاضل إلى المستشفى؟

Sami çabucak hastaneye geldi.

ساق سامي بسرعة إلى المستشفى.

Sami hemen hastaneye kaldırıldı.

تمّ نقل سامي فورا إلى المستشفى.

Sami hastaneye gitmeyi bıraktı.

ذهب سامي إلى مستشفى في نهارة المطاف.

Daha az hastaneye gitmenizden kaynaklanıyor.

فإنك تذهب بشكلٍ أقل إلى المستشفى.

Zaman zaman hastaneye girip çıkıyordu.

بسبب علاج سرطان الثدي.

O panzehri bulup hastaneye yetiştirmeliyiz.

‫وتوصيله إلى المستشفى بأسرع ما يمكن.‬

Biz onları kırmadan hastaneye gitmeye

للذهاب إلى المستشفى قبل أن نكسرها

48 saat içerisinde hastaneye çevirip

انتقل إلى المستشفى في غضون 48 ساعة

Onlar onu hastaneye kabul ettiler.

قبلوها بالمشفى

Güvenli bir şekilde hastaneye vardık.

- وصلنا إلى المستشفى بسلام.
- وصلنا إلى المستشفى بأمان.

Fadıl, Leyla'yı aceleyle hastaneye yetiştirdi.

نقل سامي ليلى بسرعة إلى المستشفى.

- O, hastaneye giden bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.

ركبت سيارة أجرة متجهة إلى المستشفى.

Dikişe ihtiyacı vardı ama hastaneye gidemezdi.

هي بحاجة الى غرز لكن من المستحيل أن تذهب إِلى المستشفى

Yakınlardaki bir hastaneye hayat kurtarıcı panzehirler

‫انتهيت للتو من مهمة ‬ ‫العثور على حطام هذه الطائرة‬

Ve derhal hastaneye gelmem gerektiğini söyledi.

وأنَّ عليَّ الذهاب للمستشفى على الفور.

Onu ziyaret etmek için hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى لزيارته.

Böylece beni hastaneye götürdüler ve ailemi çağırdılar

لذا أخذوني للمشفى وخاطبوا والداي

En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,

‫أُخذ أخيراً إلى المستشفى‬ ‫وأُعطي الترياق الصحيح،‬

Bu yüzden helikopteri çağırıp hemen hastaneye gitmeliyiz.

‫علينا استدعاء المروحية ‬ ‫وتوصيله للمستشفى على وجه السرعة.‬

Kurtarma ekibini çağırmalı ve bir hastaneye yetişmelisiniz.

‫يجب أن تطلب النجدة،‬ ‫وعليك أن تذهب إلى مستشفى.‬

Dirseğim çok acıyor. Sanırım hastaneye gitmek zorundayım.

مرفقي يُؤلِمني جدّا. أظن أنّه عليّ الذهاب إلى المستشفى.

Leyla hava yoluyla yerel bir hastaneye kaldırıldı.

- تمّ نقل ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.
- نُقِلت ليلى جوّا إلى مستشفى محلّي.

Sami, Leyla'yı hastaneye götürmek için ısrar etti.

ألحّ سامي على نقل ليلى للمستشفى.

Grip olanların sadece %2'sinin hastaneye yatırılması gerekir.

فقط 2% من الأشخاص المصابين بالإنفلونزا يحتاجون الى ادخالهم المستشفى

Çok geç olmadan önce onu hastaneye götürmek zorundayız.

- علينا أن نوصله إلى المستشفى قبل أن يفوت الأوان.
- علينا إيصاله إلى المستشفى قبل فوات الأوان.

Bu yüzden helikopteri çağırıp bu zehri hızlıca hastaneye ulaştırmalıyız.

‫علينا استدعاء المروحية ‬ ‫وتوصيله للمستشفى على وجه السرعة.‬

Unutmayın, olabildiğince kısa sürede o panzehri bulup hastaneye yetiştirmeliyiz.

‫تذكر، نحتاج للعثور على الترياق‬ ‫وتوصيله إلى المستشفى بأسرع ما يمكن.‬

Bizim hastaneye boş yere gitmemiz devletimize çok büyük zarardır

إنه لضرر كبير لحالتنا أن نذهب إلى المستشفى عبثا

Şimdi yardım çağırmak ve hastaneye gitmek için sadece 30 dakikamız var.

‫ليس أمامنا الآن سوى 30 دقيقة لطلب النجدة‬ ‫والذهاب إلى المستشفى.‬

Sami, 6 Haziran 2006'nın erken saatlerinde acil olarak hastaneye kaldırıldı.

نُقِل سامي إلى المستشفى في السّاعات الأولى ليوم السّادس من جوان، 2006.

Ancak Covid-19 pozitif çıkanların %20 ila %30'unun hastaneye yatması gerekir.

لكن 20% إلى حتى 30% من الأشخاص المصابين بكوفيد-19 يحتاجون ذالك

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

‫للأسف، فإن الناس لا تتصرف بفعالية كبيرة‬ ‫لأنها أفعى صغيرة جداً،‬ ‫يقولون، "سيكون الأمر على ما يرام."‬ ‫وغالباً لا يذهبون إلى المستشفى.‬

Ama hastaneye gitmediği için testere pullu engerek ısırdıktan 40 gün sonra ölen birini biliyoruz. Kan kaybından öldü.

‫لكننا نعرف رجلاً مات بعد 40 يوماً‬ ‫من تعرضه للدغ من قبل أفعى حارية‬ ‫لأنه لم يتلق العلاج. نزف حتى الموت.‬