Translation of "Bilinmeyen" in French

0.007 sec.

Examples of using "Bilinmeyen" in a sentence and their french translations:

bilinmeyen bir bölgeye götürdü.

On est en territoire inconnu.

"Bilinen" "bilinmeyen"in karşıtıdır.

« Connu » est le contraire de « inconnu ».

Sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım.

j'ai commencé à subir une série de chutes inexplicables.

Öngörülemeyen, beklenmeyen ve bilinmeyen için,

Vous devez parer à l'imprévu,

Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.

Son passe-temps est de collectionner d'étranges papillons.

Tom bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

Tom vit au milieu de nulle part.

O bilinmeyen bir yerde yaşıyor.

Elle vit au milieu de nulle part.

Karıncaların bilinmeyen bir özelliği daha var

les fourmis ont une autre caractéristique inconnue

Tarih birçok bilinmeyen dâhinin hikayeleriyle doludur.

L'Histoire est pleine de récits de génies ignorés.

Dan bilinmeyen bir saldırgan tarafından öldürüldü.

Dan a été tué par un inconnu.

"X" sembolü genellikle matematikte bilinmeyen sayıyı temsil etmektedir.

Le signe x représente le plus souvent en mathématiques un nombre indéterminé.

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.

Une erreur connue est meilleure qu'une vérité inconnue.

Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.

La cavalerie ennemie a traversé la rivière par un gué inconnu.

Bu şiir adı bilinmeyen bir şair tarafından yazılmıştır.

Ce poème a été écrit par un poète anonyme.

Bilinmeyen bir nedenle, masadan kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

Pour je ne sais quelle raison, il est monté sur la table et s'est mis à chanter.

İki bilim adamı bilinmeyen bir Tibet ifadesinin anlamı üzerinde tartıştı.

Les deux érudits bataillaient au sujet de la signification d'une obscure expression tibétaine.

Tom ve Mary bilinmeyen cümleyi arıyorlardı ve onun yazarının kim olduğunu merak ediyorlardı.

Tom et Mary recherchaient la phrase inconnue et se demandaient qui en était l'auteur.

- İnsanın bilmediği tek şey insanın kendisidir.
- İnsan için bilinmeyen tek şey insanın kendisidir.

L'homme n'a rien de plus inconnu autour de lui que l'homme même.