Translation of "Sel" in French

0.004 sec.

Examples of using "Sel" in a sentence and their french translations:

Köprüyü sel götürdü.

Le pont a été emporté par les inondations.

Köprü sel tarafından yıkandı.

Le pont a été emporté par la crue.

Sel, nehri geçmemi engelledi.

L'inondation m'empêcha de traverser la rivière.

Almanya'da sel oluyor mu?

Y a-t-il des inondations en Allemagne ?

Köprü sel nedeniyle dayanamadı.

Le pont céda en raison de la crue.

Kuraklık, sel, yangın, fırtına, volkan,

89 % moins susceptibles d'être tué par un acte de Dieu,

Sel, yaşadıkları en büyük felaketti.

L'inondation était le plus grand désastre qu'ils ont jamais eu.

Yağmur yağdığında sokakları sel bastı.

Nos rues s'inondent quand il pleut.

Birçok ev sel tarafından sürüklendi.

Beaucoup de maisons furent balayées par l'inondation.

İnsanlar sel yüzünden tahliye edildiler.

Les gens furent évacués en raison de la crue.

Birkaç ev sel tarafından sürüklendi.

De plusieurs maisons furent emportées par la crue.

Sel bir çamur tabakası oluşturdu.

La crue déposa une couche de boue.

Sel kurbanlarına yiyecek ve giyecek sağladık.

Nous avons fourni aux victimes de l'inondation de la nourriture et des vêtements.

Birkaç ev büyük sel tarafından sürüklendi.

De plusieurs maisons furent emportées par la crue.

Radyo sel olasılığı hakkında bizi uyardı.

La radio nous a averti d'un risque d'inondation.

Onlar sürekli sel korkusu içinde yaşarlar.

Ils vivent dans la crainte constante des inondations.

- Sokağı su bastı.
- Sokağı sel bastı.

- L'eau inonda les rues.
- L'eau a inondé les rues.

Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

Des centaines de champs ont été submergés par l'inondation.

Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı.

Suite aux fortes pluies, il y a eu de grandes inondations.

Şiddetli yağmur sel getirdi, hasara sebep oldu.

Les fortes pluies ont créé une inondation, causant des dégâts.

Kasaba fırtınadan sonra sel tarafından tahrip edildi.

La ville fut détruite par les inondations après la tempête.

Radyo bir sel riski olduğu hususunda bizi uyarmıştı.

La radio nous a averti d'un risque d'inondation.

Nehir kendi kıyılarını aştı ve çevresindeki alanları sel bastı.

La rivière a débordé et inondé les champs qui l'entouraient.

Da sel olacak . Arap dünyasında küresel ısınma daha merhametli olmayacak

est de la Chine, ainsi qu'en Inde et au Japon. Dans le monde arabe, le

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

Le Kerala, pour une deuxième année consécutive, lutte contre les inondations dans certains districts.