Translation of "Brown" in French

Bay Brown mali danışmanımızdır.

M. Brown est notre conseiller financier.

- Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.
- Bay Brown oğluna Çince öğretti.

- Monsieur Brown a fait apprendre le chinois à son fils.
- M. Brown a fait apprendre le chinois à son fils.

- Bay Brown bir doktor mu?
- Bay Brown bir doktor mudur?

- Est-ce que M. Brown est médecin ?
- M. Brun est-il médecin ?

- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o Bay Brown'dur.
- Bence o Bay Brown.
- Sanırım o Bay Brown.

Il me semble que c'est monsieur Brown.

O sırada Bay Brown hastaydı.

M. Brown était malade à cette époque.

Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.

M. Brun est jaloux du succès de son collègue.

Bay Brown kendi gözlüklerini arıyor.

Monsieur Brown cherche ses propres verres.

Bay Brown Harvard'da öğretmenlik yapıyor.

Monsieur Brown enseigne à Harvard.

Seni Bay Brown ile tanıştırayım.

Permettez-moi de vous présenter M. Brown.

Bay Brown ile tanışmanı istiyorum.

Permettez-moi de vous présenter M. Brown.

Bay Brown ile iyi geçinir.

- Il est en bons termes avec M. Brown.
- Il s'entend bien avec M. Brown.

Bay Brown bize İngilizce öğretiyor.

M. Brown nous enseigne l'anglais.

Bay Brown bir doktor mu?

- Est-ce que M. Brown est médecin ?
- M. Brun est-il médecin ?

Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

Puis-je parler à Mlle Brown ?

Bayan Brown kadar genç değilim.

Je ne suis pas aussi jeune que Mademoiselle Brown.

Bay Brown üst sınıfa aittir.

M. Brown fait partie de la classe aisée.

Bayan Hughes, bu Peter Brown.

Madame Hughes, voici Peter Brown.

Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.

Mr Brun parle très bien le japonais.

Bayan Brown, bir oyuncu gibi görünüyor.

Mme Brown semble être actrice.

John'un Bay Brown ile konuştuğunu duydum.

J'ai entendu John parler à M. Brown.

Bu Bay Brown tarafından yazılmış mektup.

C'est la lettre écrite par M. Brown.

Bir doktor Bay Brown muayene etti.

- Un médecin examina Monsieur Brun.
- Un médecin a examiné Monsieur Brun.

Profesör Brown konuları çok iyi açıklıyor.

Le professeur Brown explique très bien les choses.

Bay Brown diye birinden telefon var.

Un certain Monsieur Brun vous demande au téléphone.

Sen dışardayken Bay Brown diye biri geldi.

Un certain M. Brown est passé vous voir en votre absence.

Bayan Brown, siyaset üzerine bir kitap yazdı.

Madame Brown a écrit un livre sur la politique.

Bay Brown her zaman yanında bir kitap taşır.

Monsieur Brown porte toujours un livre sur lui.

Bay Brown, Oregon'dan bir arkadaş, bizi yarın ziyaret edecek.

M. Brown, un ami de l'Oregon, viendra nous rendre visite demain.

- Bayan Brown'la konuşabilir miyim?
- Bayan Brown ile konuşabilir miyim?

Puis-je parler à Mlle Brown ?

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

Mme. Brown avertit Beth que, si elle ne mangeait pas correctement, elle serait toujours en surpoids.