Translation of "Büyükanne" in French

0.003 sec.

Examples of using "Büyükanne" in a sentence and their french translations:

Büyükanne çok iyi görünüyordu.

Grand-mère avait l'air fort bien.

- Büyükanne lezzetli bir pasta pişirdi.
- Büyükanne lezzetli bir kek pişirdi.

La marraine cuisit un délicieux gâteau.

Büyükanne masayı kendi başına taşıdı.

Grand-mère a porté la table toute seule.

Gün boyunca, büyükanne çocukları gözetler.

- Pendant la journée, la grand-mère prend soin des enfants.
- Pendant la journée, Grand-mère surveille les enfants.

Doğum günün kutlu olsun, büyükanne.

- Bon anniversaire, mamie.
- Joyeux anniversaire, mamie.

Büyükanne gün boyunca çocuklara bakar.

Grand-mère s'occupe des enfants pendant la journée.

Büyükanne ve büyükbaba nasıl balık pişiriyor?

Comment grand-mère et grand-père cuisent-ils le poisson ?

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

Grand-mère aime beaucoup regarder la télévision.

Ah, büyükanne, seni nasıl da seviyorum! Çok hoşsun!

Oh ! grand’mère, que je vous aime ! vous êtes si bonne !

Büyükanne ve büyükbabanı sık sık ziyaret ediyor musun?

- Est-ce que tu rends souvent visite à tes grands-parents ?
- Est-ce que vous rendez souvent visite à vos grands-parents ?

Büyükanne uzaktan kumandanın nasıl kullanılacağını öğrendi ama ertesi gün unuttu.

Mamie comprit comment utiliser la télécommande, mais oublia le lendemain.