Translation of "şekerleme" in French

Şekerleme yap.

Fais un petit somme !

Şekerleme yaptı.

Il a piqué une sieste.

O şekerleme yaptı.

Il s'est endormi.

Tom şekerleme yapıyor.

Tom fait la sieste.

Biz şekerleme istiyoruz.

Nous voulons des bonbons.

Neden şekerleme yapmıyorsun?

- Pourquoi ne fais-tu pas une sieste ?
- Pourquoi ne faites-vous pas une sieste ?

Gidip şekerleme yapacağım.

- Je vais aller faire une sieste.
- Je vais piquer un somme.

- Kestireyim.
- Şekerleme yapayım.

- Laissez-moi faire une sieste.
- Laisse-moi faire une sieste.

Biraz şekerleme ister misin?

Voulez-vous un bonbon ?

Ona biraz şekerleme verdim.

Je lui ai donné quelques bonbons.

Senin şekerleme yapmanı öneriyorum.

- Je te suggère de faire une sieste.
- Je vous suggère de faire une sieste.

Sanırım Tom şekerleme yapıyor.

Je pense que Tom fait la sieste.

Burada şekerleme yaparsan üşütürsün.

Si tu fais une sieste ici, tu vas attraper froid.

Favori şekerleme türün nedir?

Quelle est ta confiserie préférée ?

Kanapende şekerleme yapabilir miyim?

Je peux faire une sieste sur ton canapé ?

Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.

Je grossis parce que je mange beaucoup de sucreries.

Yorgun olduğum için şekerleme yaptım.

Comme j'étais fatigué, j'ai fait une sieste.

Eğer yorgunsan bir şekerleme yap.

Faites une sieste si vous êtes fatigué.

Neredeyse her gün şekerleme yaparım.

Je fais un petit somme presque tous les jours.

Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.

Je peux faire la sieste n'importe où.

Tom şekerleme yapmak istediğini söyledi.

Tom a dit qu'il voulait faire une sieste.

Tom şekerleme yapması gerektiğini söyledi.

Tom a dit qu'il avait besoin de faire une sieste.

- Pastane kapalı.
- Şekerleme dükkanı kapalı.

La pâtisserie est fermée.

Dahası, Çin halkı şekerleme yapmayı sever.

De plus, les Chinois aiment faire la sieste.

O kasede değişik türde şekerleme var.

Il y a différentes sortes de bonbons dans cette coupe.

Annem her öğleden sonra bir şekerleme yapar.

Ma mère fait un somme tous les après-midi.

Öğle yemeğinden hemen sonra şekerleme yapmayı severim.

J'aime faire la sieste juste après le déjeuner.

Öğle yemeğinden sonra uzun bir şekerleme aldım.

J'ai fait une longue sieste après le déjeuner.

Öğle yemeğinden sonra sık sık şekerleme yaparım.

Je fais souvent la sieste juste après le déjeuner.

Geçen gece yeterince uyumadıysan bir şekerleme yapmalısın.

- Si vous n'avez pas assez dormi la nuit dernière, vous devriez faire une sieste.
- Si tu n'as pas assez dormi la nuit dernière, tu devrais faire une sieste.

Yakında vazgeçebilirim ve onun yerine sadece şekerleme yapabilirim.

Il se peut que j'abandonne bientôt et fasse une sieste à la place.

Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.

Se sentant fatigué après sa promenade dans la campagne, il a fait une sieste.

Kırsal bölgedeki yürüyüşte yorgun hissettiği için, o şekerleme yaptı.

Se sentant fatigué de marcher dans la campagne, il fit une sieste.

- Öğle yemeğinden sonra kestireceğim.
- Öğle yemeğinden sonra şekerleme yapacağım.

- Je ferai une sieste après le déjeuner.
- Je vais faire une sieste après le déjeuner.

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

Pas de sieste, ni de caféine : ils vivent tous un mauvais moment.

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.

Une petite sieste et hop, je suis frais comme un gardon.

Tom iki ağaç arasına bir hamak kurdu ve şekerleme yaptı.

Tom a accroché un hamac entre deux arbres et a fait une sieste.

Akşam yemeğinden hemen önce şekerleme yememeni sana kaç kez söylemek zorundayım.

- Combien de fois dois-je te dire de ne pas manger de sucreries juste avant le dîner ?
- Combien de fois dois-je vous dire de ne pas manger de sucreries juste avant le dîner ?

Yemekler arasında genellikle bol miktarda şekerleme, dondurma, patlamış mısır ve meyve yiyebiliyor.

Entre les repas, il s'arrange d'ordinaire pour mettre de côté une abondante réserve de sucreries, de crème glacée, de pop-corn et de fruits.