Translation of "Yapacağım" in French

0.025 sec.

Examples of using "Yapacağım" in a sentence and their french translations:

- Üzülme, yapacağım.
- Endişelenme yapacağım.

Ne t'inquiète pas, je vais le faire.

- Ben onu yapacağım.
- Onu yapacağım.
- Bunu yapacağım.

- Je vais le faire.
- Je le ferai.
- Je ferai cela.

Ne yapacağım?

Je fais quoi ?

Açıklamalar yapacağım.

mais tout ça au nom de la science.

İşbirliği yapacağım.

Je coopérerai.

Kahve yapacağım.

Je vais faire un peu de café.

Banyo yapacağım.

Je vais me baigner.

İstediğini yapacağım.

- Je ferai ce que vous demandez.
- Je ferai ce que tu demandes.

Giriş yapacağım.

Je vais vérifier.

Gösteri yapacağım.

- Je le démontrerai.
- Je manifesterai.

Onu yapacağım.

Je le ferai.

- Sanırım yapacağım bu olacak.
- Sanırım öyle yapacağım.

J'imagine que c'est ce que je ferai.

Bazı espriler yapacağım.

J'aime faire des blagues.

Sonra geçiş yapacağım.

Et je vais faire un transfert.

Konuyu entellektüel yapacağım.

Je vais rendre ça intellectuel.

Biraz kahve yapacağım.

- Je vais faire un peu de café.
- Je vais préparer un peu de café.
- Je ferai un peu de café.

Biraz çay yapacağım.

Je ferai du thé.

Bir şey yapacağım.

Je vais faire quelque chose.

Şimdi ne yapacağım?

Que suis-je supposé faire maintenant ?

Ne istersen yapacağım.

- Je ferai tout ce que tu demandes.
- Je ferai tout ce que vous demandez.

Elimden geleni yapacağım.

Je ferai ce que je peux.

Birkaç arama yapacağım.

Je vais passer quelques coups de fil.

Onu mutlaka yapacağım.

Je n'y manquerai pas.

Onu yarın yapacağım.

- Je vais le faire demain.
- Je vais la faire demain.

Onu şimdi yapacağım.

Je vais le faire maintenant.

Her şeyi yapacağım.

Je vais tout faire.

Biraz ekmek yapacağım.

Je vais faire du pain.

Biraz okuma yapacağım.

Je vais lire un peu.

Bunu kendim yapacağım.

Je vais m'en charger moi-même.

Ne gerekirse yapacağım.

Je ferai tout ce qu'il faut.

Yapılması gerekeni yapacağım.

Je ferai ce qui doit être fait.

Onu sabah yapacağım.

- Je le ferai au matin.
- Je vais faire ça dans la matinée.

Bir rezervasyon yapacağım.

- Je vais réserver.
- Je ferai une réservation.

Bütün konuşmayı yapacağım.

- Je vais mener la discussion.
- C'est moi qui vais parler.
- C'est moi qui animerai toute la conversation.

Ondan fazlasını yapacağım.

Je ferai plus que ça.

Bazı aramalar yapacağım.

- Je donnerai quelques coups de fil.
- Je passerai quelques appels.

Biraz alışveriş yapacağım.

Je veux aller faire des courses.

İşi yarın yapacağım.

Je ferai le travail demain.

Gidip şekerleme yapacağım.

- Je vais aller faire une sieste.
- Je vais piquer un somme.

Görevimi memnuniyetle yapacağım.

J'accomplirai mon devoir avec plaisir.

Ev ödevimi yapacağım.

Je ferai mes devoirs.

Onu hemen yapacağım.

Je vais faire ça immédiatement.

Düğün pastası yapacağım.

J'ai fait le gâteau de mariage.

Sanırım onu yapacağım.

Je pense que je ferai ça.

Yapacağım bu değil.

Ce n'est pas ce que je vais faire.

Ben onu yapacağım.

- Je vais le faire.
- Je le ferai.

Söylediğin gibi yapacağım.

Je vais le faire comme tu l'as dit.

Bunu kesinlikle yapacağım.

Je n'y manquerai pas.

Bunu seninle yapacağım.

Je le ferai avec vous.

Birkaç sandviç yapacağım.

Je vais faire des sandwichs.

- Bunu senin için yapacağım.
- Onu senin için yapacağım.

- Je vais faire ça pour toi.
- Je vais faire ça pour vous.

- Onu gelecek sonbaharda yapacağım.
- Onu önümüzdeki sonbaharda yapacağım.
- Onu bir sonraki sonbaharda yapacağım.

Je vais faire ça l'automne prochain.

- Her halükarda onu yapacağım.
- Ne olursa olsun onu yapacağım.

Je le ferai certainement.

Ne yapacağım hakkında düşünmeliyim.

Je dois réfléchir sur ce qu'il faut faire.

Ben bir şey yapacağım.

Je ferai n'importe quoi.

Bir telefon konuşması yapacağım.

Je vais passer un appel téléphonique.

Senin için çay yapacağım.

Je vais te faire du thé.

Onu seninle birlikte yapacağım.

- Je le ferai avec toi.
- Je le ferai avec vous.

Tom'un her istediğini yapacağım.

Je ferai tout ce que demande Tom.

Her gün egzersiz yapacağım.

Je ferai de l'exercice chaque jour.

Yolu yok, onu yapacağım.

Il n'est pas question que je fasse ça.

Bir telefon görüşmesi yapacağım.

Je vais passer un appel téléphonique.

Bütün düzenlemeleri ben yapacağım.

Je ferai tous les préparatifs.

Senin için ödevini yapacağım.

Je ferai tes devoirs pour toi.

Sana bir iyilik yapacağım.

- Je vais te faire une faveur.
- Je vais vous faire une faveur.

Sana biraz kahve yapacağım.

- Je vous ferai du café.
- Je te ferai du café.

Bir cezve kahve yapacağım.

Je vais préparer une cafetière.

İstediğin her şeyi yapacağım.

- Je ferai tout ce que vous souhaitez.
- Je ferai tout ce que tu souhaites.

Onu daha sonra yapacağım.

Je ferai ça plus tard.

Tamam, Ben onu yapacağım.

D'accord, je le ferai.

Seninle ne yapacağım bilmiyorum.

Je ne sais ce que je vais faire avec toi.

Bunu boş zamanımda yapacağım.

Je le ferai pendant mon temps libre.

Yarın yapacağım. Söz veriyorum.

Je le ferai demain. Je le promets.

Endişelenme. Bunu ben yapacağım.

- Ne t'inquiète pas. Je le ferai.
- Ne vous inquiétez pas. Je m'en charge.

Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.

Je vais faire ça lundi prochain.

Şaşırdım. Şimdi ne yapacağım?

Je suis confus. Que vais-je faire maintenant?

Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.

Je ferai comme tu m'as conseillé.

Onu talimatlarınıza göre yapacağım.

Je le ferai en suivant tes instructions.

Bu yapacağım son şey.

C'est la dernière chose que je ferais.

Öyleyse yarın ne yapacağım?

Que dois-je alors faire demain ?

Şüphesiz onu ben yapacağım.

Je le ferai quoi qu'il en coûte.

Yapabileceğimin en iyisini yapacağım.

- Je ferai de mon mieux.
- Je ferai du mieux que je peux.

Onu Tom için yapacağım.

Je ferai cela pour Tom.

Bunu yapabildiğim kadar yapacağım.

Je le ferai aussi longtemps que je le pourrai.

Başka bir şey yapacağım.

Je vais faire autre chose.

Ben bunu kesinlikle yapacağım.

Je le ferai certainement.