Translation of "çağrı" in French

0.008 sec.

Examples of using "çağrı" in a sentence and their french translations:

Bir çağrı yapmalıyım.

Je dois passer un coup de téléphone.

Bir kızdan çağrı aldım.

Une fille m'a appelé.

Sanırım doğru çağrı yaptık.

Je pense que nous avons fait le bon choix.

Ben bir çağrı bekliyorum.

J'attends un coup de fil.

Ondan bir çağrı bekliyorum.

J'attends un appel de sa part.

Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.

Des appels longue distance à travers les ombres.

Çok önemli bir çağrı bekliyorum.

J'attends un appel très important.

Bugün bir sürü çağrı aldım.

J'ai reçu un grand nombre d'appels aujourd'hui.

O bir çağrı merkezinde çalışır.

Il travaille dans un centre d'appels.

Bugün Tom'dan bir çağrı aldım.

J'ai reçu un appel de Tom aujourd'hui.

Sadece okulundan bir çağrı aldım.

- Je viens d'avoir un appel de ton école.
- Je viens d'avoir un appel de votre école.

Ben sadece bir çağrı bekliyorum.

J'attends juste un appel.

Tom bir çağrı merkezinde çalışıyor.

Tom travaille dans un centre d'appel.

Kimin çağrı aldığını biliyor musunuz?

Savez-vous qui a pris l'appel ?

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Enfin, la petite entend un appel familier.

Çok geçmeden ondan bir çağrı aldım.

Ce ne fut pas long que je reçus un appel de sa part.

Arada bir ondan bir çağrı alırım.

Elle m'appelle de temps en temps.

Bir saniye. Bu çağrı önemli olabilir.

Rien qu'une seconde ! Cet appel pourrait être important.

Az önce ofisimden bir çağrı aldım.

- Je viens d'avoir un appel de mon bureau.
- Je viens de recevoir un appel de mon bureau.

Ben sadece hastaneden bir çağrı aldım.

Je viens d'avoir un appel de l'hôpital.

Ben sadece polisten bir çağrı aldım.

Je viens d'avoir un appel de la police.

Çağrı merkezinin yüksek bir cirosu var.

- Le centre d'appels a un taux de renouvellement du personnel élevé.
- Le personnel du centre d'appels tourne beaucoup.

Telefonu kapar kapamaz bir çağrı daha geldi.

À peine avais-je raccroché le téléphone qu'il re-sonna.

Bay Yamada, sizin için bir çağrı var.

M. Yamada, vous êtes attendu au téléphone.

Tom Mary adında birinden bir çağrı aldı.

Tom reçu un appel d'une personne qui s'appelait Mary.

Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.

Ils communiquent sur une fréquence différente du bruit ambiant.

Uzun süredir ondan ilk kez bir çağrı aldım.

Elle m'a appelé pour la première fois depuis longtemps.

Birkaç ay oldu, Bay Lemond'dan bir çağrı aldım.

Il y a quelques mois, j'ai reçu un appel de M. Lemond.

Tüm hafta sonu, önemli bir çağrı için bekledim.

Tout le weekend, j'ai attendu un appel important.

Acil çağrı "Mayday" Fransızca cümle "venez m'aider"'den gelir.

Le mot d'urgence « Mayday » vient de la phrase française « Venez m'aider. »

Bu, Japan Havayolları'nın 731 sayılı uçuşu için son çağrı.

C'est le dernier appel à l'embarquement pour le vol de la Compagnie Aérienne Japonaise numéro sept-cent-trente-et-un.

Tamam, ellerimi saracağım ve helikoptere beni alması için çağrı yapacağım.

Je vais m'envelopper les mains et appeler l'hélico.

Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.

Plus l'appel est audible, plus la cible est facile.