Translation of "Yiyemedim" in English

Bir şey yiyemedim.

I couldn't eat anything.

Hiçbir şey yiyemedim.

I couldn't eat anything at all.

- Başka bir lokma yiyemedim.
- Bir lokma daha yiyemedim.

- I could not eat another bite.
- I couldn't eat another bite.

Bir lokma daha yiyemedim.

- I could not eat another bite.
- I couldn't eat another bite.

Başka bir şey yiyemedim.

I couldn't eat anything else.

Tom'la akşam yemeği yiyemedim.

I couldn't have dinner with Tom.

Bunu yemeye çalıştım ama yiyemedim.

I tried to eat it, but I couldn't.

Ben bir lokma daha yiyemedim.

I couldn't eat another mouthful.

O kadar yorgundum ki yemek yiyemedim.

I was so tired I couldn't eat.

Üzüm o kadar ekşiydi ki onu yiyemedim.

- The grapes are so sour that I can't eat them.
- The grapes are so sour I can't eat them.

Tom'un bana verdiği kek parçası o kadar büyüktü ki onun hepsini yiyemedim.

The piece of cake Tom gave me was so big that I couldn't eat it all.