Translation of "Lokma" in English

Bir lokma yemedin.

You haven't eaten a bite.

Bir lokma ısıralım.

Let's catch a bite.

Bir lokma alın.

Take a bite.

- Başka bir lokma yiyemedim.
- Bir lokma daha yiyemedim.

- I could not eat another bite.
- I couldn't eat another bite.

Bir lokma daha yiyemedim.

- I could not eat another bite.
- I couldn't eat another bite.

Bir lokma ister misim?

Do you want a bite?

Bir lokma daha yiyemem.

I can't eat another bite.

Bir lokma ister misin?

Would you like a bite?

Bir lokma daha yiyemezdim.

I couldn't possibly eat another bite.

Yiyecek bir lokma alalım.

Let's grab a bite to eat.

Bir lokma daha aldım.

I took another bite.

Tom sandvicinden bir lokma aldı.

Tom took a bite out of his sandwich.

Tom bir lokma daha aldı.

Tom took another bite.

O çok büyük bir lokma.

That's a very big bite.

Ben bir lokma daha yiyemedim.

I couldn't eat another mouthful.

Buyurun bundan bir lokma deneyin.

Here, try a bite of this.

Ben sadece bir lokma ekmek aldım.

I only took a bite of bread.

Tom sandviçinden bir lokma daha aldı.

Tom took another bite of his sandwich.

Tom Mary'nin gözlemesinden bir lokma aldı.

Tom took a bite of Mary's donut.

Tom sandviçten kocaman bir lokma aldı.

Tom took a big bite out of his sandwich.

Tom Mary'nin sandvicinden kocaman bir lokma aldı.

Tom took a big bite out of Mary's sandwich.

Tom Mary'nin gözlemesinden küçük bir lokma aldı.

Tom took a tiny bite of Mary's donut.

Bu sefer yiyecek lokma bulamayınca sizce ne yapacaklar?

What do you think they will do when they can't find food bite this time?

Bir lokma yedi, ve sonra bir tane daha.

He ate one bite, and then another.

- Bir çörek alabilir miyim?
- Bir lokma alabilir miyim?

Can I have a donut?

Neredeyse öğle vakti. Neden bir lokma yemek için durmuyoruz.

It's nearly lunchtime. Why don't we stop to have a bite to eat?

Tom'un birkaç lokma öğle yemeği yemeye bile zamanı yoktu.

Tom didn't even have time to eat a quick lunch.

Tom bir lokma aldı ve sonra onu tekrar dışarı tükürdü.

Tom took one bite and then spit it back out.

Tom evine giderken yemek için bir iki lokma atıştırmak istedi.

Tom wanted to grab a bite to eat on his way home.

Tom sadece üç ya da dört lokma yedi sonra yemeği tükürdü.

Tom ate only three or four bites then spit out the food.

- Bir yerde bir lokma kapmaya gidelim.
- Gidip bir yerde bir şeyler atıştıralım.

Let's go grab a bite somewhere.