Translation of "Yazmak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yazmak" in a sentence and their english translations:

Yazmak yararlıdır.

Writing is useful.

- Bunu yazmak isteyeceksiniz.
- Bunu yazmak isteyeceksin.

You'll want to write this down.

Tebeşirle yazmak saçmadır.

Writing with chalk is trivial.

Tom'a yazmak istiyorum.

I want to write to Tom.

Yazmak hoşuma gidiyor.

I like writing.

Yazmak ilgimi çekmiyor. Okumak istiyorum, yazmak değil. Okumak istiyorum.

Writing doesn't interest me. I want to read, not write. I want to read.

çünkü tarih yazmak üzereydi.

because you are just about to make history.

Tebeşirle yazmak kolay değil.

It is not easy to write in chalk.

Mektup yazmak zorunda mıyım?

Do I have to write a letter?

Yazmak için vaktim yok.

I don't have time to write.

Bir kitap yazmak istiyorum.

I want to write a book.

Bir makale yazmak istiyorum.

I want to write an article.

Böyle yazmak daha iyidir.

It's better to write like this.

Bir sms yazmak zorundayım.

I have to write an SMS.

Bunların hepsini yazmak istiyorum.

I want to write all of this down.

Yazmak üç saat sürecek.

Getting down will take three hours.

Kağıt, yazmak için yararlıdır.

Paper is useful for writing.

Bana İbranice yazmak zorundasın.

You have to write me in Hebrew.

Mary yazı yazmak istedi.

Mary wanted to write.

Birçok cümle yazmak istiyorum.

I want to write a lot of sentences.

İngilizce yazmak istiyorsan, yaz.

- If you want to write in English, then do it.
- If you want to write in English, then do so.

Bir mektup yazmak istiyorum.

I want to write a letter.

Bazı mektuplar yazmak zorundayım.

- I have to write some letters.
- I must write some letters.

Mürekkeple yazmak zorunda mıyım?

Must I write in ink?

Sadece şarkı yazmak istedim.

I just wanted to write songs.

Bir kitap yazmak istedim.

I wanted to write a book.

Televizyon için yazmak istiyor.

She wants to write for television.

Şarkılar yazmak benim hobimdir.

Writing songs is my hobby.

- Tek yapman gereken yazmak.
- Yapmak zorunda olduğun tek şey yazmak.

All you have to do is write.

Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?

Sir, do we have to write in ink?

Yazmak için hiç kağıt yok.

There is no paper to write on.

Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

It took me several hours to write it.

Yazmak için zamanınız olmadığını anlıyorum.

- I appreciate that you have not had time to write.
- I appreciate that you haven't had time to write.

Romanı yazmak üç yılını aldı.

It took him three years to write the novel.

O ifadeyi tekrar yazmak zorundasın.

You have to write that phrase again.

Raporu yazmak onun zamanını aldı.

It took a long time for her to write the report.

Ben bir mektup yazmak zorundayım.

I have to write a letter.

Mektubu yazmak üç saatimi aldı.

It took me three hours to write the letter.

Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.

He can't even read, let alone write.

Yazmak o kadar zor mu?

Is it so difficult to write?

Anlamlı bir şey yazmak istedim.

I wanted to write something meaningful.

Kağıdı yeniden yazmak zorunda mıydın?

Did you have to rewrite the paper?

Almanca bir cümle yazmak üzereyim.

- I'm going to write a sentence in German.
- I am about to write a sentence in German.

Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim.

I intend to write a letter to Judy.

Yazmak için kurşun kalemim yok.

I have no pencil to write with.

Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.

Writing in a diary is a good habit.

Ben bir şiir yazmak istiyorum.

I want to write a poem.

Tom makalesini tekrar yazmak zorundaydı.

Tom had to rewrite his essay.

Fransızca yazmak, konuşmaktan daha zordur.

Writing French is more difficult than speaking it.

Şarkı yazmak benim bir hobimdir.

Songwriting is a hobby of mine.

Bir şeyi yanlış yazmak istemiyorum.

I don't want to misspell anything.

Mektubu bugün yazmak zorunda mı?

Does he have to write the letter today?

- Berberice yazmak için Tifinag alfabesini kullanabilirsin.
- Berberice yazmak için Tifinag alfabesini kullanabilirsiniz.

You can use Tifinagh alphabet to write in the Tamazight language.

- Yoldan karşıya geçerken mesaj yazmak tehlikelidir.
- Karşıdan karşıya geçerken mesaj yazmak tehlikelidir.

Texting while crossing the street is dangerous.

- Lütfen yazmak için bana kağıt verin.
- Lütfen yazmak için bana kağıt ver.

Please give me paper for writing.

- Tom konuşmalarını yazmak için birisini kiraladı.
- Tom konuşmalarını yazmak için birisini işe aldı.
- Tom konuşmalarını yazmak için birisini tuttu.

Tom hires someone to write his speeches.

- Sınav sırasında yazmak için bir kalem kullanmayın.
- Sınavı yazmak için bir kurşunkalem kullanmayın.

Don't use a pencil to write the exam.

Yazmak için bir şeyin var mı?

Do you have something to write with?

Yazmak için bir şeye ihtiyacım var.

I need something to write with.

Bana yazmak için bir şey verin.

Give me something to write with.

Tom mektubu bugün yazmak zorunda mı?

Does Tom have to write the letter today?

Yapmanız gereken tek şey onu yazmak.

All you have to do is write it down.

Tarih yazmak, geçmişten kurtulmanın bir yoludur.

Writing up history is a method of getting rid of the past.

Yazmak şöyle dursun, Fransızca'yı okuyamaz bile.

He can't read French, much less write it.

Yazmak ölümden daha derin bir uyku.

Writing is a deeper sleep than death.

Kendim küçük bir not yazmak istedim.

I wanted to write myself a little note.

Denemeyi yazmak yaklaşık iki saatimi aldı.

It took me nearly two hours to write the essay.

Yazmak için sana bir şey alacağım.

I'll get you something to write with.

Bana yazmak için bir şey ver.

Give me something to write.

Araba sürerken mesaj yazmak çok tehlikelidir.

Texting while driving is very dangerous.

Raporu yazmak için henüz zamanım yok.

I haven't had time to write the report yet.

Her gün yazmak için söz verdi.

He promised to write every day.

Uzun bir mektup yazmak gerekli değildir

- It's not necessary to write a long letter.
- It isn't necessary to write a long letter.

Bu konuşmayı yazmak için çok çabaladım.

Writing this talk, I struggled the whole time.

O raporu yazmak için yardım ettim.

I helped write that report.

Mektubumu yazmak için hiç kalemim yok.

I have no pen to write my letter with.

Tom ne olduğu hakkında yazmak istemedi.

Tom didn't want to write about what had happened.

Bu dolma kalemle yazmak çok kolay.

This pen is very easy to write with.

Bilgisayarda büyük harfleri yazmak biraz sıkıcı.

Typing capital letters on a computer is somewhat tedious.

Yazmak yerine kaytarırsan, kitabı asla bitirmeyeceksin.

If you slack instead of typing, you'll never finish the book.

İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değildir.

It's not easy writing a love letter in English.

Bu kitabı yazmak üç yılımı aldı.

It took me three years to write this book.

Kaydedilmiş verinin üzerine yazmak ister misin?

Do you want to overwrite the saved data?

Kıbrıs hakkında bir kitap yazmak isterim.

I would like to write a book about Cyprus.

Düşündüğümü yazmak zorunda olmam en iyisi.

I have to do what I think is best.

Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.

Tom had to write the report all over again.

Konrad küçük bir masal yazmak istiyor.

Konrad wants to write a little tale.

Müzik yazmak için nasıl zaman buluyorsun?

How do you find time to write music?

O, konuşmalarını yazmak için başkalarını tutuyor.

He hires other people to write his speeches.