Translation of "Yatkın" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yatkın" in a sentence and their english translations:

Virüsü yaymaya daha yatkın,

which feels like the manifestation of racial discrimination,

Tom tembel olmaya yatkın.

Tom is inclined to be lazy.

Leyla öfkelenmeye yatkın bir kişidir.

Layla is an anger-prone person.

Başka hiçbir şey akla yatkın olmazdı.

Nothing else would be plausible.

Sami'nin akla yatkın bir mazereti vardı.

Sami had a plausible alibi.

Tom'a bunun akla yatkın geldiğini söyledim.

I told Tom it sounded plausible.

- Bu akla yatkın olur.
- Bu akıllıca olur.

That would be advisable.

- Çok makul geliyor.
- Çok akla yatkın geliyor.

It sounds very plausible.

- Tom çok artistik değil.
- Tom, sanata çok yatkın değildir.

Tom isn't very artistic.