Translation of "Yabancıya" in English

Köpek yabancıya havladı.

The dog barked at the stranger.

Yabancıya kuşkuyla baktı.

She eyed the stranger suspiciously.

Kibar bir yabancıya vereceğim.

who emerges from offstage.

Bir yabancıya asla güvenme.

Never trust a stranger.

Yabancıya nereli olduğunu sordum.

I asked the stranger where he was from.

Tom yabancıya adını söylemedi.

Tom didn't tell the stranger his name.

Köylüler, yabancıya düşman gözüyle baktılar.

The villagers regarded the stranger as their enemy.

Bir yabancıya sarıldın mı hiç?

Have you ever hugged a stranger?

Tom yabancıya kim olduğunu sordu.

Tom asked the stranger who he was.

Yabancıya adının ne olduğunu sordum.

I asked the stranger what his name was.

Adresimi bir yabancıya verdiğimde dikkatli olurum.

I am careful when I give my address to a stranger.

Tom yabancıya gerçekten kim olduğunu söylemedi.

Tom didn't tell the stranger who he really was.

Dikkatsizce bir yabancıya e-posta adresimi verdim.

I carelessly gave my email address to a stranger.

Tom yabancıya onun adının ne olduğunu sordu.

Tom asked the stranger what his name was.

- Tom bir yabancıya benziyor.
- Tom bir yabancı gibi görünüyor.

Tom looks like a foreigner.