Translation of "Yaşayanlar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Yaşayanlar" in a sentence and their english translations:

Yaşayanlar var.

There are survivors.

Yaşayanlar vardı.

There were survivors.

Sefalet içinde yaşayanlar için.

The truly destitute.

Kılıçla yaşayanlar kılıçla ölürler.

Those who live by the sword die by the sword.

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

those that live in urban areas always become nocturnal to avoid humans.

Havaalanın yakınlarında yaşayanlar için gürültü en ciddi problemdir.

Noise is the most serious problem for those who live around the airports.

- Burada yaşayan insanlar bunun nasıl yapılacağını biliyor.
- Burada yaşayan insanlar bunu yapmayı biliyor.
- Burada yaşayanlar bunu yapmasını biliyor.
- Burada yaşayanlar bunun nasıl yapıldığını biliyor.

People who live here know how to do that.

Güneş tutulması ya da güneşin ışığını tam engelleme, güneş lekesinin karanlık ortasıyla kaplanmış alanda yaşayanlar tarafından görülür. Yarı gölge tarafından kaplanmış dünya alanında yaşayan insanlar bir kısmi tutulma görecektir.

A total solar eclipse, or a complete blocking out of the Sun's light, can only be seen by those who live in the area covered by the umbra. People who live in the area of the Earth covered by the penumbra will see a partial eclipse.