Translation of "Yaşarım" in English

0.004 sec.

Examples of using "Yaşarım" in a sentence and their english translations:

- Amcamla yaşıyorum.
- Amcamla yaşarım.
- Dayımla yaşıyorum.
- Dayımla yaşarım.
- Eniştemle yaşıyorum.
- Eniştemle yaşarım.

I live with my uncle.

Umarım çok uzun yaşarım.

I hope I will live a long time.

- Türkiye'de yaşıyorum.
- Türkiye'de yaşarım.

I live in Turkey.

Ben bu mahallede yaşarım.

I live in this neighborhood.

Ben yemek için yaşarım.

I live to eat.

Kendi kurallarıma göre yaşarım.

I live by my own rules.

Ben küçük bir köyde yaşarım.

I live in a small village.

Eğer yurt dışında yaşasam, İngiltere'de yaşarım.

If I were to live abroad, I would live in Britain.

Ben iki katlı bir evde yaşarım.

I live in a two story house.

Ben de sık sık yalnızlık yaşarım.

I also often experience loneliness.

- Yaşama tarzım bu.
- Ben böyle yaşarım.

That's how I live.

- Sensiz nasıl yaşarım?
- Sensiz nasıl hayatta kalacağım?

How am I going to survive without you?

Ben arkadaşlar arasında çalışırım ve kitaplar arasında yaşarım.

I work among friends, and I live among books.

- Elimde olsa burada seninle yaşarım.
- Elimde olsa burada seninle yaşardım.

I would live here with you if I could.

- İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.
- Ben her zaman isimleri hatırlamada sorun yaşarım.

I always have trouble remembering names.