Translation of "Yaşındaydım" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yaşındaydım" in a sentence and their english translations:

19 yaşındaydım.

I'm 19 years old.

Senin yaşındaydım.

I was your age.

Ben senin yaşındaydım.

I used to be your age.

Daha sadece 31 yaşındaydım.

I was still only 31 years old.

Sekiz veya dokuz yaşındaydım,

I was eight or nine,

Kariyerimi seçtiğimde 17 yaşındaydım.

I was 17 when I chose my career.

Bir zamanlar senin yaşındaydım.

I was your age once.

Boston'a geldiğimde senin yaşındaydım.

I was your age when I came to Boston.

O zaman üç yaşındaydım.

I was three years old at that time.

2003 yılında 13 yaşındaydım.

I was 13 in 2003.

O zaman 13 yaşındaydım.

I was 13 at the time.

Annem öldüğünde üç yaşındaydım.

I was three years old when my mother died.

O zaman otuz yaşındaydım.

I was thirty at that time.

O zaman on sekiz yaşındaydım.

I was eighteen then.

Bu olduğunda on üç yaşındaydım.

I was thirteen when it happened.

Bu resmi yaptığımda 23 yaşındaydım.

When I painted this picture, I was 23 years old.

2013 yılında sadece üç yaşındaydım.

I was only three years old in 2013.

- Babamla Fuji dağına gittiğimde sekiz yaşındaydım.
- Babamla Fuji Dağ'ına gittiğimde sekiz yaşındaydım.

I was eight years old when I went to Mt. Fuji with my dad.

12 yaşındaydım ve bir AVM'de keşfedilmiştim.

I was 12 years old and scouted in a mall.

Tom'a ilk rastladığımda on sekiz yaşındaydım.

When I first met Tom, I was eighteen.

Ben bu resimde on beş yaşındaydım.

I was fifteen years old in this picture.

Tom öldüğünde ben sadece üç yaşındaydım.

I was only three when Tom died.

Boston'a geldiğimde yaklaşık olarak senin yaşındaydım.

I was about your age when I came to Boston.

O zaman sadece on üç yaşındaydım.

I was only thirteen then.

Ben o zaman sadece 13 yaşındaydım.

I was only thirteen then.

Ben o zaman on üç yaşındaydım.

- I was thirteen years old at that time.
- I was thirteen years old then.

Ben o zaman muhtemelen otuz yaşındaydım.

I was probably thirty years old at that time.

Babam suikasta kurban gittiğinde ben beş yaşındaydım.

I was five years old when my father was assassinated.

Büyük deprem meydana geldiğinde ben daha on yaşındaydım.

When the big earthquake happened, I was only ten.

Sanırım Tom'la ilk karşılaştığımda yaklaşık on üç yaşındaydım.

I think I was about thirteen when I first met Tom.

Hatırlayabildiğim kadarıyla, en son karşılaştığımızda ben üç yaşındaydım.

As far as I can remember, it was three years ago that we last met.

Büyük deprem meydana geldiği zaman ben sadece on yaşındaydım.

When the big earthquake occurred, I was just ten.

Bu fotoğrafta on altı yaşındaydım ve Tom on yaşındaydı.

I was sixteen in this picture, and Tom was ten.

Noel babanın gerçekten olup olmadığını anneme sorduğumda dokuz yaşındaydım.

I was nine years old when I asked my mom if Santa Claus really existed.

Ebeveynlerim bana Noel için bir kimya seti verdiğinde neredeyse on yaşındaydım.

I was nearly ten when my parents gave me a chemistry set for Christmas.