Translation of "Tanıştığımız" in English

- Tanıştığımız günü anımsarım.
- Tanıştığımız günü hatırlarım.
- Tanıştığımız günü hatırlıyorum.

- I remember the day we met.
- I remember the day that we met.

Japonya'da tanıştığımız için memnunum.

I am pleased to meet you in Japan.

İlk tanıştığımız günü asla unutmayacağım.

- I'll never forget the day when we first met.
- I'll never forget the day we first met.

İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?

- Do you remember the first time we met?
- Do you remember the first time that we met?

İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

Do you remember the day when we first met?

Seninle tanıştığımız anda evleneceğimizi biliyordum.

I knew we were going to get married the moment I met you.

Tanıştığımız an birbirimize aşık olduk.

The moment we met, we fell in love with each other.

Tom dün parkta tanıştığımız adam.

Tom is the guy we met in the park yesterday.

İlk tanıştığımız parka dönmek istiyorum.

I want to go back to the park where we first met.

Seninle tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

Do you remember the day when you and I first met?

İlk tanıştığımız zamanki geceyi hatırlıyor musun?

Do you remember the night when we first met?

İlk tanıştığımız yer o değil mi?

Isn't that where we first met?

Tom'la ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

Do you remember the day when we first met Tom?

Tanıştığımız ilk gün sana aşık oldum.

I fell in love with you the first day we met.

Tanıştığımız andan itibaren seni öpmek istedim.

I wanted to kiss you from the moment I met you.

Tanıştığımız andan itibaren son derece aşıktık.

We were terribly in love from the moment we met.

Bu annen ve benim tanıştığımız yer.

That's where your mom and I met.

Birbirimizle ilk kez tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

- Do you remember the day when we first met?
- Do you remember the day when we met each other for the first time?

Daha önce tanıştığımız için onu hemen tanıdım.

I recognized him immediately since we had previously met.

Onunla ilk tanıştığımız yer olan Kobe'ye gittim.

I went to Kobe, where I first met her.

Şu anda seninle ilk tanıştığımız günden daha güzelsin.

You're more beautiful now than the day I first met you.

Hafızam beni yanıltmıyorsa bu birbirimizle ilk tanıştığımız yer.

If memory serves me right, this is where we first met each other.

Tom ve ben ikimiz de ilk tanıştığımız yeri hatırlamıyoruz.

Tom and I both don't remember where we first met.

- Bu, ilk kez birbirimizle tanıştığımız unutulmaz yerdir.
- Burası ilk kez karşılaştığımız unutulmaz yer.

This is the unforgettable place where we met each other for the first time.