Translation of "Soymak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Soymak" in a sentence and their english translations:

Bir banka soymak

are you going to compare robbing a bank

Kestane soymak zordur.

- It's a hassle to take the husks off of chestnuts.
- It's difficult to peel chestnuts.

Elmaları soymak zorundayım.

I have to peel the apples.

Bankayı soymak Tom'un fikriydi.

It was Tom's idea to rob the bank.

Sami, Leyla'yı soymak istedi.

Sami wanted to rob Layla.

Tom dükkan soymak nedeniyle tutuklandı.

Tom was arrested for shoplifting.

Sami bir banka soymak istiyordu.

Sami wanted to rob a bank.

Bu, bankayı soymak için iyi bir zaman.

This is a good time to rob the bank.

Sami evleri soymak için askeri becerilerini kullanıyor.

Sami is using his military skills for burglarizing homes.

Reçel için tam bir kova elmayı soymak zorundayım.

I have to peel a whole bucket of apples for a jam.

Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.

Tom devised a plan to burglarize Mary's house.

Tom bankayı soymak için Mary ile bir planı tartıştı.

Tom discussed with Mary a plan to rob the bank.

Bana bu armutu soymak için bir bıçak ödünç ver.

Lend me a knife with which to peel this pear.

Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.

One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.

Bir portakal soymak bazen zor olabilir, senin yüzüne fışkırıp fışkırmayacağını asla bilemezsin.

Peeling an orange can be tricky at times, you never know if it will squirt you in the face.