Translation of "Sorularına" in English

Onların sorularına cevap veremez.

- He cannot answer their questions.
- He can't answer their questions.

Bütün sorularına cevap vereceğim.

I'll answer all your questions.

Senin sorularına cevap verdim.

I've answered your questions.

Sorularına cevap vermek zorunda değilim.

I don't have to answer your questions.

Tom Mary'nin sorularına cevap veremedi.

Tom couldn't answer Mary's questions.

Hayaller yarının sorularına bugünün cevaplarıdır.

Dreams are today’s answers to tomorrow’s questions.

Tom'un sorularına cevap vermek istemedim.

I didn't want to answer Tom's questions.

Ben senin tüm sorularına yanıt veremem.

I'm not able to respond to all of your questions.

Tom neden Mary'nin sorularına cevap vermeyecek?

Why won't Tom answer Mary's questions?

Tom Mary'nin sorularına cevap vermek istemedi.

Tom didn't want to answer Mary's questions.

Erkek kardeşlerim senin sorularına henüz cevap vermedi.

My brothers haven't answered your questions yet.

Şu anda artık sorularına cevap vermek istediğimi sanmıyorum.

- I don't think I want to answer any more of your questions right now.
- I don't think that I want to answer any more of your questions right now.

Bütün gün senin sorularına cevap vererek zaman harcayamam.

I can't spend the whole day just answering your questions.

Ben senin sorularına cevap verdim. Şimdi sana birkaç soru sorayım.

I answered your questions. Now let me ask you a few.

''Neden kötü bir gün geçiriyorum'' veya '' neden iyi bir gün geçiriyorum'' sorularına verdiğiniz yanıtlar

"why am I having a good day?", or "why am I having a bad day?"

- Tom'un sorularının tümüne cevap vermem imkansızdı.
- Tom'un tüm sorularına cevap vermek benim için imkansızdı.

It was impossible for me to answer all of Tom's questions.