Translation of "Istemedim" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Istemedim" in a sentence and their japanese translations:

- Bilmeni istemedim.
- Bilmenizi istemedim.

君に知られたくなかったんだ。

Yakalanmak istemedim.

捕まりたくなかった。

- Seni korkutmak istemedim.
- Sizi telaşlandırmak istemedim.

- あなたを驚かせたくなかったのです。
- あなたを、驚かせたくはなかったのです。

- Seni şaşırtmak istemedim.
- Seni ürkütmek istemedim.

びっくりさせるつもりじゃなかった。

Onları güldürmek istemedim.

笑わせたかったのではありません

Öyle demek istemedim.

- そのつもりで言ったのでは・・・。
- そういうつもりじゃなかったんだ。

Seni şaşırtmak istemedim.

- あなたを驚かせたくなかったのです。
- あなたを、驚かせたくはなかったのです。

Bunu hiç istemedim.

私は一度もこれを要求しなかった。

Seni korkutmak istemedim.

びっくりさせるつもりじゃなかった。

Seni utandırmak istemedim.

あなたに恥をかかせるつもりはありませんでした。

Bunun olmasını istemedim.

こんなことにはなって欲しくなかった。

Seni incitmek istemedim.

怒らせるつもりはなかったんだよ。

Erken kalkmak istemedim.

私は早くおきたくありませんでした。

- Seni asla incitmek istemedim.
- Sizi asla incitmek istemedim.

あなたを傷つけたいと思ったことはない。

Üzgünüm, onu demek istemedim.

どうも失礼、そんなつもりではなかったのです。

O izlenimi vermek istemedim.

そういう印象を与えるつもりではなかったんです。

Seni işe karıştırmak istemedim.

私は君をまき込みたくなかった。

Mary ile ayrılmak istemedim.

メアリーとは別れたくなかった。

Üzgünüm, duygularını incitmek istemedim.

ごめんなさい、あなたの気持ちを傷つけるつもりなどなかったのです。

Ben hiç boşanmak istemedim.

離婚なんてしたくなかったよ。

Ben sadece Tom'un yaralanmasını istemedim.

トムにケガして欲しくなかっただけなんだよ。

Ne olursa olsun gitmek istemedim.

どちらにしても行きたくはなかった。

Üzgünüm. Sana sürpriz yapmak istemedim.

ごめんなさい。ビックリさせるつもりはなかったのです。

- Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.
- Onu söyledim, ama onu demek istemedim.

私は確かにそう言ったが、そのつもりではなかった。

Üşütmek istemedim, bu nedenle dışarı çıkmadım.

私は風邪をひかないように外出しなかった。

Duygularını mı incittim? Bunu yapmak istemedim.

お気に障ったでしょうか。悪意はなかったのです。

Bebeğin üşütmesini istemedim, bu yüzden pencereyi kapadım.

赤ちゃんが風邪をひくといけないので、私は窓を閉めた。

Kulak misafiri olmak istemedim ama tesadüfen duydum.

立ち聞きする気はなかったが、ついあなたの話が聞こえてしまった。

- Amacım Tom'u incitmek değildi.
- Tom'u incitmek istemedim.

トムを傷つけるつもりはなかったんだ。

Ama bunu bir meslek hâline getirmek istemedim.

でも武道を仕事に したくはありませんでした

Üşütmek istemedim, bu yüzden kayak yapmaya gitmedim.

私はかぜをひくといけないのでスキーには行かなかった。

Onun yardımını istemedim fakat kabul etmek zorunda kaldım.

わたしは彼の援助を望んではいなかったが、受けざるをえなかった。

Bu serseriyi Twitter'a bir arkadaş olarak eklemek istemedim.

私は、このちんぴらやくざはツイッターで友達として追加したくなかった。

Aslında kameramı ihmal etmedim. Sadece fotoğraf çekmek istemedim.

本当はカメラを忘れたのではなかった。ただ写真を撮りたくなかっただけだ。

- Kusura bakma, öyle demek istemedim.
- Özür dilerim, kırmak istememiştim.

すいません、悪気はなかったんです。

Onunla çalışmak istemedim ama elimden gelenin en iyisini yaptım.

私は彼といっしょに仕事をしたくなかったが、なんとか我慢してやった。

Mutfak zeminini temizlemek için daha fazla zaman harcamak istemedim.

台所の床を掃除することに、もうこれ以上の時間を費やしたくなかった。

- Seni incitmek istemedim.
- Amacım seni incitmek değildi.
- Seni incitmek istememiştim.

- 君を傷つけるつもりはなかったのです。
- 君の心を傷付けるつもりはなかったんだ。
- 君の心を傷つけるつもりはなかった。
- 傷つけるつもりはなかったんだ。

Ben gerçekten Tom ve onun arkadaşları ile kovalamaca oynamak istemedim.

トムとトムの友達とは、本当に鬼ごっこをしたくなかった。

Ben muhafazakarların genellikle aptal olduklarını söylemek istemedim. Aptal insanların genellikle muhafazakar olduklarını söylemek istedim.

保守派の人たちは一般に頭が悪いと言いたかったのではなく、頭の悪い人たちは保守的であることが多いと言いたかったのです。

"Çalışman müşterilerin birçok şikayetine neden oluyordu.; Buradan hemen ayrılmanı emrediyorum." "Defol git ha! Ben zaten burada çalışmak istemedim"

「君の仕事についてはお客さんから不満が殺到している。すぐに辞めてもらおう」「ふん、くそったれめ。こんな所はじめから勤めたくなかったんだ」