Translation of "Istemedim" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Istemedim" in a sentence and their arabic translations:

Gitmek istemedim.

لم أكن أريد الذهاب

- Asla gitmeni istemedim.
- Asla gitmenizi istemedim.

أنا أبداً لم أُرِد أن تذهب.

- Seni uyandırmak istemedim.
- Sizi uyandırmak istemedim.

- لم أريد ايقاضك.
- لم أرغب بإيقاظك

Onları güldürmek istemedim.

لم أرد أن أجعلهم يضحكون.

Seni utandırmak istemedim.

لم أكن أريد أن أحرجك.

Tom'u aşağılamak istemedim.

لم أكن أقصد أن أهين توم.

Telefonu kullanmak istemedim.

لم أرد استعمال الهاتف.

Bunun olmasını istemedim.

- لم أُرِدْ أن يحدث ذلك.
- لم أكن اريد ان يحدث ذلك

Aptal görünmek istemedim.

لم أرغب بأن أبدوا غبيا.

Seni uyandırmak istemedim.

لم أريد ايقاضك.

Bir şey söylemek istemedim.

لم أكن أريد أن أقول شيئا.

Beni terk etmeni istemedim.

لم أكن أريد أن تغادريني.

Bir şey kaçırmak istemedim.

لم أرد أن أفوّت شيئا.

Bunu sana söylemek istemedim.

لم أكن أريد أن أقول لك هذا.

Tom'un yüzünü görmek istemedim.

لم أكن أريد أن أرى وجه توم.

Onu yapmamanı istemedim mi?

ألم أطلب منك عدم فعل ذلك؟

Üzgünüm. Seni korkutmak istemedim.

أعتذر منك، لم أقصد إخافتك.

Kimsenin yeniden böyle hissetmesini istemedim.

ولم أكن أريد لأحد المرور بالشعور نفسه ثانيةً.

Tom'un beni rahatsız etmesini istemedim.

لم أكن أريد أن يزعجني توم.

Onu bu şekilde yapmak istemedim.

لم أكن أريد أن أفعل هذا بهذه الطريقة.

Herhangi bir gürültü yapmak istemedim.

لم أكن أريد أن أحدث أية ضجة.

Bana yardım etmeni asla istemedim.

لم أطلب منك يومًا مساعدتي.

- Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.
- Onu söyledim, ama onu demek istemedim.

صحيح قلت هذا، لكني لم أقصده.

- Onu okumanı istemedim.
- Onu okumanızı istememiştim.

لم أكن أريد أن تقرأ هذا.

Ben aslında asla oraya gitmek istemedim.

لم أرغب ابدا في الواقع أن أذهب إلى هناك.

Bu sabah uyandığımda yataktan kalkmak istemedim.

عندما استيقظت هذا الصباح لم أرد القيام عن السرير.

Ama bunu bir meslek hâline getirmek istemedim.

و لكن لم أُرد أن تصبح هذه وظيفتي.

İleriye dönük gidişat hakkındaki her şey için endişelenmek istemedim.

جميع الأشياء التي لا أود القلق بشأنها للمضي قدماً

- Seni incitmek istemedim.
- Amacım seni incitmek değildi.
- Seni incitmek istememiştim.

- لم أقصد إيذاءك.
- لم أقصد أن أؤذيك.

Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.

لم أرغب ببذل مزيد من الوقت لإقناع توم بدراسة الفرنسية.