Translation of "Sayfası" in English

Web sayfası dondu.

The webpage has frozen.

Web sayfası çökmüş durumda.

The website is down.

Bu web sayfası görüntülenemiyor.

This web page can't be displayed.

Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış.

Two pages of the book stuck together.

Bu kitabın iki sayfası eksik.

Two pages are missing from this book.

Bu raporun bir sayfası eksik.

There is a page missing from this report.

Tom'un bir web sayfası yok.

Tom doesn't have a webpage.

Bu kitabın çok sayfası vardı.

That book had a lot of pages.

Onun web sayfası Esperanto dilindedir.

His webpage is in Esperanto.

Onun web sayfası iki dillidir.

His webpage is bilingual.

O gazetenin toplum sayfası ile ilgileniyorum.

- I find interest in the social page in that newspaper.
- I'm interested in the society page of that newspaper.

O kitabın bir sürü sayfası var.

That book has a bunch of pages.

Eh, o, güzel bir kapak sayfası.

Well, that is a nice cover page.

Çizimler hariç, bu kitabın 252 sayfası var.

This book has 252 pages, excluding illustrations.

Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.

A fan page is always public.

Bu kitabın, çizimler hariç 252 sayfası vardır.

This book has 252 pages exclusive of illustrations.

O şirket sadece bir web sayfası koydu.

That company just put up a web page.

Tarihin bir sayfası mantığının bir cildine değer.

A page of history is worth a volume of logic.

Bir web sayfası ziyaretçilerinin %90'ından daha fazlası arama motorlarındandır.

More than 90 percent of visits to a web page are from search engines.

Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ama sadece son üç sayfası kalmıştı.

Tom found Mary's diary, but only the last three pages remained.

Bir kitap ince, diğeri ise kalın. Kalın olanının yaklaşık 200 sayfası var.

- One book is thin. The other is thick. The thick one has about 200 pages.
- One book is thin and the other is thick; the thick one has about 200 pages.