Translation of "çökmüş" in English

çökmüş ekonomi,

collapsed economy,

Çökmüş hissediyorum.

I'm feeling down.

Çökmüş görünüyorsun.

You seem down.

çünkü sistem çökmüş olacak!

because the system will crash!

Web sayfası çökmüş durumda.

The website is down.

O son zamanlarda çökmüş görünüyor.

She seems down lately.

Tom çökmüş bir akciğerden muzdaripti.

Tom suffered from a collapsed lung.

Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.

The depressed economy showed signs of improving.

Konut güvensizliği gibi çökmüş göç sistemi gibi

like housing insecurity, like broken immigration systems,

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

The religious man remained kneeling for hours.

Yedi yıllık savaş esaretinden sonra Tom çökmüş bir adamdı.

After seven years of wartime captivity, Tom was a broken man.

Savaş mahkumu olarak yedi yıl geçirdikten sonra Tom çökmüş bir adamdı.

- After seven years of wartime captivity, Tom was a broken man.
- Having spent seven years as a prisoner of war, Tom was a broken man.