Translation of "Satıp" in English

Onu satıp borcumu ödedim.

I sold it and paid my debt.

Opel'ini satıp BMW aldı.

She sold her Opel and bought a BMW.

Sami, Leyla'nın römorkunu satıp uzaklaştı.

Sami sold Layla's trailer and moved away.

Eski arabamızı gerçekten satıp satamayacağımız şüpheli.

It's doubtful whether we can really sell our old car.

Volkswagen'ini satıp bir Mercedes satın aldı.

She sold her Volkswagen and bought a Mercedes.

Evini satıp satmayacağına karar verdin mi?

Have you decided whether or not you're going to sell your house?