Translation of "Uzaklaştı" in English

0.057 sec.

Examples of using "Uzaklaştı" in a sentence and their english translations:

- O gitti.
- O uzaklaştı.
- Uzaklaştı.

- He walked away.
- He went away.
- He left.
- He went.
- He's gone.
- He's left.
- He was gone.

Köpek uzaklaştı.

The dog went away.

Maymun uzaklaştı.

The monkey got away.

O uzaklaştı.

He went away.

Araba uzaklaştı.

The car drove away.

Tom uzaklaştı.

- Tom walked away.
- Tom walked off.
- Tom went away.

Kamyon uzaklaştı.

The truck drove away.

Leyla uzaklaştı.

Layla moved away.

Sami uzaklaştı.

Sami walked away.

Haliçten iyice uzaklaştı.

A long way from the estuary.

O, ebeveynlerinden uzaklaştı.

She is estranged from her parents.

Bütün çocuklar uzaklaştı.

All the boys went away.

Tom restorandan uzaklaştı.

Tom walked away from the restaurant.

Tom pencereden uzaklaştı.

Tom moved away from the window.

Tom kapıdan uzaklaştı.

Tom stepped away from the door.

Tom arabasından uzaklaştı.

Tom walked away from his car.

Onların hepsi uzaklaştı.

They've all moved away.

Tom arabayla uzaklaştı.

Tom drove away.

Tom endişeyle uzaklaştı.

Tom anxiously hurried away.

Tom aceleyle uzaklaştı.

Tom hurried away.

Tom, Mary'den uzaklaştı.

Tom moved away from Mary.

Tom gruptan uzaklaştı.

- Tom walked away from the group.
- Tom moved away from the group.

Tom nefretle uzaklaştı.

Tom walked away in disgust.

Konuşmacı konudan uzaklaştı.

The speaker wandered away from the subject.

Tom yakında uzaklaştı.

Tom soon walked away.

Tom sadece uzaklaştı.

Tom just walked away.

Hırsız para ile uzaklaştı.

The thief got away with the money.

Araba son hızla uzaklaştı.

Away went the car at full speed.

O, yavaşça benden uzaklaştı.

She walked slowly away from me.

O, kısa sürede uzaklaştı.

He soon walked away.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

He got into the car and drove off.

Köpek suyu içip uzaklaştı.

The dog drank water and went away.

O ne kadar uzaklaştı?

How far did it go?

Tom atına binip uzaklaştı.

Tom rode away on his horse.

Tom döndü ve uzaklaştı.

Tom turned and walked away.

Tom parayla birlikte uzaklaştı.

- Tom got away with the money.
- Tom took off with the money.

Tom arabayla hızlıca uzaklaştı.

Tom drove off in a hurry.

Tom pencere pervazından uzaklaştı.

Tom moved away from the ledge.

Tom, Mary'den biraz uzaklaştı.

Tom moved slightly away from Mary.

Tom motosikletine atlayıp uzaklaştı.

Tom hopped on his motorcycle and drove off.

Sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

and then it shot away incredibly quickly.

Köpek bir mermi gibi uzaklaştı.

The dog went away like a shot.

Beni gördüğünü belli etmeden uzaklaştı.

She walked away without acknowledging me.

O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.

She got on her bike and rode away.

O, arabaya bindi ve uzaklaştı.

She got into the car and drove off.

Tom bisikletine bindi ve uzaklaştı.

Tom got on his bicycle and rode away.

Tom bir cevap beklemeden uzaklaştı.

Tom walked away without waiting for an answer.

Tom arabaya atladı ve uzaklaştı.

Tom jumped into the car and drove away.

Tom arabasına döndü ve uzaklaştı.

- Tom got back in his car and drove away.
- Tom got back into his car and drove away.

Dan arabasına bindi ve uzaklaştı.

Dan got into his car and drove off.

Tom arabasına bindi ve uzaklaştı.

Tom got into his car and drove away.

Tom motosikletine bindi ve uzaklaştı.

Tom got on his motorcycle and drove off.

Tom arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom got into the car and drove away.

Tom arabasını çalıştırdı ve uzaklaştı.

Tom started his car and drove away.

Tom arabayı çalıştırdı ve uzaklaştı.

- Tom started his car and drove away.
- Tom started the car and drove off.

Tom Mary ile birlikte uzaklaştı.

Tom moved away with Mary.

Leyla arabasına atladı ve uzaklaştı..

Layla jumped in her car and drove off.

Tom arabasına atladı ve uzaklaştı.

Tom hopped in his car and drove off.

Sami hemen döndü ve uzaklaştı.

Sami just turned and walked away.

Sami, Leyla'nın römorkunu satıp uzaklaştı.

Sami sold Layla's trailer and moved away.

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

drops the remaining shells and jets away.

Köpek biraz su içti ve uzaklaştı.

The dog drank some water and went away.

O ölüm tehditlerini aldıktan sonra uzaklaştı.

She moved away after having received death threats.

Tom arabayı vitese taktı ve uzaklaştı.

- Tom put the car in gear and drove away.
- Tom put the car in gear and drove off.

Tom siyah vana bindi ve uzaklaştı.

Tom got into the black van and drove away.

Köpekler nihayet vazgeçti ve rakundan uzaklaştı.

The dogs finally gave up and wandered away from the raccoon.

Tom arabaya bindi ve onlar uzaklaştı.

Tom got in the car and they drove off.

Tom arabasına bindi ve çabucak uzaklaştı.

Tom got into his car and quickly drove off.

Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.

Tom got into the driver's seat and drove off.

Sami, Leyla'nın güvende olduğuna inanarak uzaklaştı.

Sami drove away, believing that Layla was safe.

- Tom gazlayıp kaçtı.
- Tom hızla uzaklaştı.

Tom sped off.

Ebeveynlerini ararken grubun sağladığı güvenli ortamdan uzaklaştı.

His search has taken him away from the protection of the crèche...

Uçak havalandı ve kısa sürede gözden uzaklaştı.

The plane took off and was soon out of sight.

Tom arabasına bindi, motoru çalıştırdı ve uzaklaştı.

Tom got into his car, started the engine, and drove away.

Tebriklerimize rağmen, o kaşlarını çattı ve uzaklaştı.

In spite of our congratulations, he frowned and turned away.

Ona kibarca teşekkür etti ve aceleyle uzaklaştı.

- He thanked her very politely, and hurried off.
- He thanked her very politely and quickly left.

Tom uzaklaştı ve çok geçmeden siste kayboldu.

Tom walked away and soon disappeared into the fog.

Tom arabasına bindi, kapıyı kapattı ve uzaklaştı.

Tom got into his car, closed the door and drove away.

Tom ve Mary zıt yönlerde yürüyerek uzaklaştı.

Tom and Mary walked away in opposite directions.

Tom John'un karnına yumruk attı ve uzaklaştı.

Tom punched John in the stomach and walked away.

Tom Mary ile arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom got into the car with Mary and they drove away.

Tom, Mary'yle konuşmak istedi ama o uzaklaştı.

Tom wanted to talk to Mary, but she walked away.