Translation of "Sürmekten" in English

Araba sürmekten hoşlanırım.

I like driving.

Araba sürmekten hoşlanmam.

I don't like driving.

Oje sürmekten hoşlanır mısın?

Do you like to wear nail polish?

Ben araç sürmekten hoşlanırım.

I like to drive.

Bisikletimi sürmekten zevk alıyorum.

- I enjoy riding my bicycle.
- I like to ride my bicycle.

O bisiklet sürmekten hoşlandı.

She enjoys riding a bicycle.

Tom sarhoşken araba sürmekten tutuklandı.

Tom was arrested for driving while drunk.

Tom açıkça araba sürmekten hoşlanır.

Tom clearly enjoys driving.

Tom sarhoş araba sürmekten tutuklandı.

Tom was arrested for drunk driving.

Yeni otobanda araba sürmekten zevk aldım.

I enjoyed driving on the new highway.

Tom bana araba sürmekten hoşlandığını söyledi.

- Tom told me that he enjoyed the drive.
- Tom told me he enjoyed the drive.

Her sabah araba sürmekten oldukça canım sıkılıyor.

- I'm getting pretty tired of driving every morning.
- I'm getting pretty bored with driving every morning.

Tom buzlu yollarda araba sürmekten nefret ediyor.

Tom hates driving on icy roads.

Hava sisli olduğunda Tom araba sürmekten nefret eder.

Tom hates driving when it's foggy.

Tom'un sarhoş araba sürmekten üç celbi olduğunu öğrendim.

I found out that Tom now has three citations for drunken driving.

Tom'un sarhoşken araba sürmekten tutuklanması beni hiç şaşırtmadı.

It didn't surprise me at all that Tom got arrested from drunken driving.

Tom'un sarhoşken araba sürmekten en az bir mahkumiyeti var.

Tom has at least one conviction for drunken driving.

Tom Boston'da bir trafik kazasına karıştıktan sonra sarhoşken araba sürmekten suçlandı.

Tom was charged with drunken driving after he was involved in a car accident in Boston.

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.

- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
- Tom has been convicted of drunk driving twice in the last four years.

- Tom'a bir süreliğine araba kullanma izini verilmeyecek.
- Tom bir süre araba sürmekten men edilecek.

Tom won't be allowed to drive for a while.