Translation of "Açıkça" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Açıkça" in a sentence and their spanish translations:

Açıkça!

¡Pues claro!

Açıkça söyleyin.

- Habla claramente.
- Hable claramente.
- Dilo claramente.

Açıkça konuşamadı.

No podía hablar con claridad.

O, açıkça utanmıştı.

- Se notaba que estaba avergonzado.
- Era evidente que estaba avergonzado.

O, açıkça konuşur.

Ella habla con franqueza.

Sonuçlardan açıkça memnundu.

Ella claramente estaba satisfecha con los resultados.

- Açıkça söyle!
- Konuşun!

¡Habla!

Tom açıkça galiptir.

Tomás es claramente el ganador.

Tom açıkça yıpranmış.

Tom está claramente agotado.

Lütfen açıkça konuş.

- Por favor, abre la boca.
- Por favor, habla más fuerte.

Sen açıkça hatalıydın.

Estabas claramente equivocado.

Bazen açıkça düşünemiyorum.

A veces no puedo pensar con claridad.

Pasaport açıkça sahte.

Claramente el pasaporte es falso.

Bu açıkça gereklidir.

Eso es evidentemente necesario.

Bu açıkça kaçınılmaz.

Es claramente inevitable.

Hatta bazen açıkça yapıyorum.

y, a veces, incluso en público.

Onun ricasını açıkça reddetmeliydin.

Tú debiste haber rechazado su solicitud de plano.

Birisi açıkça yalan söylüyor.

Obviamente alguien está mintiendo.

O açıkça yalan söyledi.

Claramente él mintió.

- Açıkça konuşun.
- Açık konuş.

- Habla claramente.
- Hable claramente.
- Hablen claramente.
- Hablad claramente.

Onun yüzemeyeceği açıkça görülüyor.

Parece obvio que él es incapaz de nadar.

Bu açıkça Tom'un sorumluluğu.

Claramente es responsabilidad de Tom.

Açıkça memnun olduğunu doğruladı.

Dijo claramente que estaba satisfecho.

O fikri açıkça reddetti.

Él rechazó esa idea rotundamente.

Fikrini açıkça ifade et.

Expresa tus ideas bien.

O, resmi açıkça gördü.

Él vio claramente la fotografía.

Sana gayet açıkça söyledim.

Te lo dije bien clarito.

Açıkça belirttiğin için teşekkürler.

Gracias por señalar lo que es obvio.

Şimdi onu çok açıkça görüyorum

Lo veo ahora tan claramente

Cesurca ne düşündüğünü açıkça söyleyen

que se atreve a alzar la voz,

Yani şunu çok açıkça söyleyeyim,

Así que, seré bien clara:

Açıkça görmek için çok karanlık.

Está demasiado oscuro para ver claramente.

O, kendini açıkça ifade etti.

Se expresó con claridad.

Onu yüksek sesle açıkça söyleyin.

Dilo claramente en voz alta.

Tom açıkça bir şey saklıyor.

Tom está claramente escondiendo algo.

Tom açıkça bunu yapmayı istemiyor.

Tom definitivamente no desea estar haciendo esto.

Onun hasta olduğu açıkça görünüyor.

Parece obvio que él está enfermo.

Tom açıkça hayal kırıklığına uğradı.

Tom está claramente decepcionado.

Mantık açıkça senin güçlü noktandır.

Obviamente, la lógica es tu punto fuerte.

Senatonun antlaşmayı reddedeceği açıkça görünüyordu.

Parecía claro que el Senado rechazaría el tratado.

Tom ne istediğini açıkça belirtmedi.

Tom no especificó lo que quería.

- Düşüncelerimizi açıkça söyleyelim.
- Fikirlerimizi açıkça söyleyelim.
- Dürüst ve açık olalım.
- Açık oynayalım.
- Gizlimiz saklımız olmasın.
- Hadi düşüncelerimizi açıkça söyleyelim.
- Hadi fikirlerimizi açıkça söyleyelim.
- Kartlar açık oynayalım.
- Kartlarımızı açık oynayalım.

Pongamos las cartas sobre la mesa.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.

Hablando francamente, él no es de fiarse.

Açıkça konuşmak gerekirse, bu sana yakışmıyor.

Para ser franco, no te queda.

Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.

Kate tiene una voz que claramente difiere de las de las otras chicas.

O, onunla evlenmek istediğini açıkça belirtti.

Ella dejó bien claro que se quería casar con él.

Sanırım ne düşündüğümü açıkça söylememin zamanıdır.

Creo que ya es hora de que diga lo que pienso.

- Hükümet vergileri düşürmek için niyetini açıkça bildirdi.
- Hükümet, niyetinin vergileri düşürmek olduğunu açıkça belirtti.

El gobierno declaró explícita su intención de bajar los impuestos.

Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak

La investigación muestra que mantener a alguien en la cárcel

Mümkün olduğu kadar açıkça kendini ifade et.

Exprésate lo más claramente posible.

Bu hikaye açıkça hiçbir türe ait değil.

Esta historia no tiene un género definido.

Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.

Francamente hablando, yo no estoy de acuerdo contigo.

Onların işi, haberleri açıkça ve dikkatlice okumaktır.

El trabajo de ellos es leer las noticias claramente y con atención.

- Jane dobra dobra konuşur.
- Jane açıkça konuşur.

Jane llama a las cosas por su nombre.

Bazıları savaşı kimin kazandığını umursamadığını açıkça söyledi.

Algunos expresaron abiertamente que no les importaba quién ganó la guerra.

O, üniversiteye gitmek istediğini açıkça ortaya koydu.

Ella dejó bien claro que quería ir a la universidad.

Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.

Al anochecer, apreciamos cómo se apoderan las ciudades.

Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.

- Yo recuerdo muy claramente que él arrojó dos pistolas al río.
- Recuerdo con toda claridad que él tiró dos pistolas al río.

O, Fransızca ve açıkça görülüyor ki İngilizce konuşabilir.

Él puede hablar francés, y obviamente inglés.

Ve Malala ona baskı yapanlara karşı açıkça ayağa kalktı

Malala se enfrentó públicamente a sus opresores,

Dört kez yazı tura atsam ve bunu açıkça yapsam

Si arrojo la moneda cuatro veces, y se trata de una moneda imparcial,

Bana bağırma. Seni açıkça ve iyi bir şekilde duyuyorum.

No me grites. Te oigo fuerte y claro.

Napolyon onsuz Paris'e dönmek için ordudan ayrıldı, o açıkça ağladı.

Napoleón dejó el ejército para regresar a París sin él, lloró abiertamente.

Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.

Nadie lo diría tan sin rodeos, pero eso es la esencia de ello.

. Ama Ney'in, Masséna'nın feci liderliğini açıkça gördüğü şeye öfkesi açık bir

Pero la furia de Ney por lo que él consideraba el desastroso liderazgo de Masséna se convirtió en una abierta

Benim bildiğimden çok daha fazla bilen matematikçiler kendilerini açıkça ifade edemedikleri zaman bundan hoşlanmam.

No me gusta cuando matemáticos que saben mucho más que yo no pueden expresarse con claridad.

Bu programlar açıkça fakirlere yardım etti, ama Chavez için de bir amaca hizmet ediyordu

Éstos programas ciertamente ayudaron a los pobres, pero también tenían un propósito para Chávez.

O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.

Cuando él declaró abiertamente que se iba a casar con Pablo, a su abuela casi le dio un infarto y a su tía se le salieron los ojos de las órbitas; sin embargo, su hermana pequeña sonrió con orgullo.