Translation of "Hoşlandı" in English

0.007 sec.

Examples of using "Hoşlandı" in a sentence and their english translations:

Çocuklara bakmaktan hoşlandı.

She liked to take care of the children.

Tom gördüklerinden hoşlandı.

Tom liked what he saw.

Ailem piknikten hoşlandı.

My family enjoyed the picnic.

Tom ondan hoşlandı.

Tom enjoyed that.

Tom okuldan hoşlandı.

Tom enjoyed school.

Leyla öpüşmekten hoşlandı.

Layla liked the kissing.

Tom iltifattan hoşlandı.

Tom liked the attention.

Sami şampanyadan hoşlandı.

Sami enjoyed the champagne.

Bütün erkekler kayaktan hoşlandı.

All the boys enjoyed skiing.

O, onunla konuşmaktan hoşlandı.

She enjoyed talking with him.

Sanırım Tom bundan hoşlandı.

- I think Tom liked it.
- I think that Tom liked it.

Tom Boston'dan hoşlandı mı?

Did Tom like Boston?

İnsanlar gerçekten ondan hoşlandı.

People really enjoyed that.

Herkes gerçekten ondan hoşlandı.

Everyone really enjoyed it.

Tom yaptığı şeyden hoşlandı.

Tom liked what he was doing.

Tom gölde yüzmekten hoşlandı.

Tom enjoyed swimming in the lake.

Johannes satranç oynamaktan hoşlandı.

John liked to play chess.

Tom Mary'den hemen hoşlandı.

Tom liked Mary right off.

Sami seyahat etmekten hoşlandı.

Sami liked to travel.

Tom onu yapmaktan hoşlandı.

Tom enjoyed doing that.

Tom gerçekten filmden hoşlandı.

Tom really enjoyed the movie.

Tom, Avustralya'da bundan hoşlandı.

Tom liked it in Australia.

Sami, Leyla'nın videosundan hoşlandı.

Sami enjoyed Layla's video.

O bisiklet sürmekten hoşlandı.

She enjoys riding a bicycle.

Mary erkek kardeşini kızdırmaktan hoşlandı.

Mary liked teasing her brother.

Tom Mary ile olmaktan hoşlandı.

Tom liked being with Mary.

O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

He enjoyed reading detective stories.

Tom, Mary için çalışmaktan hoşlandı.

Tom enjoyed working for Mary.

Tom gerçekten onun yemeğinden hoşlandı.

Tom really enjoyed his meal.

Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.

Tom liked to watch military documentaries.

Sami çimlerine manikür yapmaktan hoşlandı.

Sami liked to manicure his lawn.

Hemingway, Afrika'daki büyük hayvan avından hoşlandı.

Hemingway enjoyed big game hunting in Africa.

Tom ve Mary o filmden hoşlandı.

Tom and Mary enjoyed that movie.

Tom, Mary'nin piyano çalışını dinlemekten hoşlandı.

Tom liked to listen to Mary play the piano.

- Tom seni seviyordu.
- Tom senden hoşlandı.

Tom liked you.

Tom, onunla tanışır tanışmaz Mary'den hoşlandı.

Tom liked Mary as soon as he met her.

Tom ünlü bir kişi olmaktan hoşlandı.

Tom enjoyed being a celebrity.

Tom ve Mary birlikte olmaktan hoşlandı.

Tom and Mary enjoyed being together.

Ben partiden hoşlanmadım ama Tom hoşlandı.

I didn't enjoy the party, but Tom did.

Sami, Leyla ile etkileşime girmekten hoşlandı.

Sami enjoyed interacting with Layla.

O gerçekten komşunun evindeki pizza partisinden hoşlandı.

She really enjoyed the pizza party at the neighbor's.

Tom Mary'nin duvarında asılı resimlere bakmaktan hoşlandı.

Tom enjoyed looking at the paintings hanging on Mary's wall.

- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.

Tom enjoyed Mary's story.

Tom yıllarca Mary'den hoşlandı ama bir noktada onun için hisleri aşka dönüştü.

Tom liked Mary for years, but at some point, his feelings for her changed to love.