Translation of "Sözlük" in English

0.014 sec.

Examples of using "Sözlük" in a sentence and their english translations:

Sözlük büyük.

The dictionary is big.

Sözlük küçük.

The dictionary is small.

Sözlük nerede?

Where's the dictionary?

- Sözlük mü alacaksın?
- Sözlük mü satın alacaksınız?

Are you going to buy a dictionary?

Sıradaki sözlük benim.

The dictionary on the desk is mine.

O bir sözlük.

It's a dictionary.

Bu sözlük güncel.

The dictionary is up to date.

Sözlük masanın üstünde.

The dictionary is on the desk.

Bu sözlük güzel.

This dictionary is good.

Bu sözlük benimki.

This dictionary is mine.

Bu benim sözlük.

- That's my dictionary.
- This is my dictionary.

Sözlük elinizin altında.

The dictionary is close at hand.

O sözlük benim.

That dictionary is mine.

Bu sözlük pahalıdır.

This dictionary is expensive.

Bir sözlük aldım.

I bought a dictionary.

Sözlük tanımı farklı.

The dictionary definition is different.

- O, yürüyen sözlük dediğimiz şeydir.
- Ona yürüyen sözlük denilir.

He is what we call a walking dictionary.

- O da sözlük aldı.
- O da sözlük satın aldı.

- She bought the dictionary, too.
- She also bought the dictionary.

- Bu sözlük hiç faydalı değil.
- Bu sözlük tamamen yararsız.

- This dictionary is not useful at all.
- This dictionary is completely useless.
- This dictionary isn't useful at all.

- Tom bir sözlük aldı.
- Tom bir sözlük satın aldı.

Tom bought a dictionary.

- Bu sözlük kısaltılmış bir baskıdır.
- Bu sözlük kısaltılmış bir versiyondur.
- Bu sözlük kısaltılmış bir sürümdür.
- Bu sözlük kısaltılmış bir basımdır.

This dictionary is an abridged edition.

Sözlük iki ciltten oluşur.

The dictionary comes in two volumes.

Aradığın sözlük bu mu?

Is this the dictionary you're looking for?

Bu iyi bir sözlük.

This is a good dictionary.

İyi bir sözlük istiyorum.

I want a good dictionary.

Ona ayaklı sözlük derler.

He is called a walking dictionary.

Bu tam aradığım sözlük.

- This is the very dictionary I've been looking for.
- This is the very dictionary that I have been looking for.

Bu sözlük iyi değil.

This dictionary is no good.

Bu sözlük neredeyse yararsız.

This dictionary is nearly useless.

Bu sözlük tamamen yararsız.

This dictionary is completely useless.

Bir sözlük kelimeleri tanımlar.

A dictionary defines words.

Sıranın üstündeki sözlük Tom'undur.

The dictionary that is on the desk is Tom's.

Bu sözlük kullanışlı değil.

This dictionary isn't useful.

Rafta bir sözlük var.

There's a dictionary on the shelf.

Bu, aradığınız sözlük mü?

Is this the dictionary which you are looking for?

Bu sözlük çok yararlıdır.

- This dictionary is of great use.
- This dictionary is very useful.

Bu sözlük İngilizce yazılmıştır.

This dictionary is written in English.

Bu sözlük benim değil.

This dictionary isn't mine.

Ona "yürüyen sözlük" deniyor.

He is called a walking dictionary.

Bu sözlük faydalı olabilir.

This dictionary might come in handy.

Masanın üstündeki sözlük Tom'unki.

The dictionary on the desk is Tom's.

Bir sözlük sözcükleri açıklar.

A dictionary explains words.

Sözlük, bir referans kitabıdır.

A dictionary is a reference book.

Bu berbat bir sözlük.

- This is an awful dictionary.
- This is a terrible dictionary.

Bir sözlük almayacak mısın?

Aren't you going to buy a dictionary?

Lütfen bir sözlük getir.

Please bring a dictionary.

Bir sözlük aldın mı?

Did you buy a dictionary?

O bir sözlük değil.

That's not a dictionary.

Bu sözlük 12 cilttir.

This dictionary has 12 volumes.

En beğendiğin sözlük hangisi?

What's your favorite dictionary?

- Bu sözlük seninki kadar faydalıdır.
- Bu sözlük seninki kadar yararlı.

This dictionary is as useful as yours.

Masanın üstünde bir sözlük var.

- There is a dictionary on the desk.
- There's a dictionary on the desk.

Sözlük benim için çok faydalı.

The dictionary is of great use to me.

O da sözlük satın aldı.

She bought the dictionary, too.

Kız kardeşime bir sözlük verdim.

I gave my sister a dictionary.

Sen yürüyen bir sözlük müsün?

Are you a walking dictionary?

İngilizce sözlük olmadan yapabilir misin?

Can you do without an English dictionary?

Bu sözlük hiç faydalı değil.

- This dictionary is not useful at all.
- This dictionary isn't useful at all.

İyi bir sözlük önerebilir misin?

Can you recommend a good dictionary?

Bu kullanımdan düşmüş bir sözlük.

This is an archaism.

İyi bir sözlük almak istiyorum.

I'd like to buy a good dictionary.

Geçen gün bir sözlük aldım.

I bought a dictionary the other day.

Yeni bir sözlük almak istiyor.

He wants to get a new dictionary.

Yanında bir sözlük var mı?

Do you have a dictionary with you?

Piet gerçekten yürüyen bir sözlük.

Piet really is a walking dictionary.

Masanın üzerinde bir sözlük var.

There's a dictionary on top of the desk.

Ben bu sözlük olmadan yapamam.

- I can't do without this dictionary.
- I cannot do without this dictionary.

Bu, bir sözlük verdiğim kişidir.

This is the person I gave a dictionary to.

Erkek kardeşime bir sözlük verdim.

I gave my brother a dictionary.

Bu dün söz ettiğim sözlük.

This is the dictionary I spoke of yesterday.

Dün sana bahsettiğim sözlük bu.

This is the dictionary I told you about yesterday.

Bu sözlük benim kız kardeşimindir.

This dictionary is my sister's.

Bu sözlük bana ait değil.

This dictionary doesn't belong to me.

Bu sözlük ondan daha üstün.

This dictionary is superior to that one.

Bu sözlük onun kadar faydalıdır.

This dictionary is as useful as that one.

O, sizin sözlük değil mi?

Isn't that your dictionary?

Tom bana bir sözlük aldı.

Tom bought me a dictionary.

Ben çok sık sözlük kullanmam.

I don't use a dictionary very often.

Tom da bir sözlük aldı.

Tom bought a dictionary, too.

Telefonunuzda bir sözlük var mı?

Do you have a dictionary on your phone?

Tom bana bir sözlük verdi.

Tom gave me a dictionary.

Tom Mary'ye bir sözlük aldı.

- Tom bought a dictionary for Mary.
- Tom bought Mary a dictionary.

- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon sözcük içeriyor.

The dictionary contains about half a million words.

Bir sözlük mükemmel bir başvuru kitabıdır.

A dictionary is an excellent reference book.

Konuşan sözlük artık bir fantezi değil.

A talking dictionary is no longer a fantasy.

Elinizin altında iyi bir sözlük bulundurun.

Keep a good dictionary at hand.

O bana yeni bir sözlük aldı.

He bought me a new dictionary.

Bu sözlük için 1,500 yen ödedim.

I paid 1,500 yen for this dictionary.

Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

We use a dictionary to look up the meaning of words.