Translation of "Alacaksınız" in English

0.007 sec.

Examples of using "Alacaksınız" in a sentence and their english translations:

Ne alacaksınız?

What will you have?

Şansınızı alacaksınız.

You'll get your chance.

Onları geri alacaksınız.

You'll get them back.

Bir kopya alacaksınız.

You'll get a copy.

Siz bir ödül alacaksınız.

You shall have a reward.

- Ne alacaksınız?
- Ne içeceksiniz?

What are you going to drink?

- Hangisini alacaksın?
- Hangisini alacaksınız?

Which one will you get?

Endişelenmeyin, yakında sesinizi geri alacaksınız.

Don't worry, you'll get your voice back soon.

- Karşılığını vereceğim.
- Zahmetinizin karşılığını alacaksınız.

I'll make it worth your while.

Sanırım hepiniz mazeret izni alacaksınız.

- I assume you'll be taking a leave of absence.
- I assume that you'll be taking a leave of absence.

Yakında değerli bir paket alacaksınız.

Soon you are going to receive a valuable packet.

Sanırım burada ondan keyif alacaksınız.

I think you're going to enjoy it here.

Birkaç gün içinde bir bildirim alacaksınız.

You'll receive a notice in a few days.

Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.

You will derive great pleasure from this book.

- Hak ettiğini alacaksın.
- Ne hak ediyorsanız alacaksınız.

You'll get what you deserve.

- Sözlük mü alacaksın?
- Sözlük mü satın alacaksınız?

Are you going to buy a dictionary?

Hangisini alacaksınız, bunu mu yoksa şunu mu?

Which will you take, this one or that one?

Eğer kendinize saygınız varsa, o zaman başkalarından saygı alacaksınız.

If you respect yourself, then you will receive respect from others.

- Hesabınız aktif edildikten sonra bir yöneticiden onaylama e-postası alacaksınız.
- Bir yönetici hesabınızı aktif ettikten sonra onay e-postası alacaksınız.

You will receive a confirmation email after your account has been activated by an administrator.

"Biz onların düğününe davet edildik." "Öyle mi? Pekala, onlara ne alacaksınız?"

"We were invited to their wedding." "Is that so? Well, what are you going to get them?"