Translation of "Planına" in English

0.021 sec.

Examples of using "Planına" in a sentence and their english translations:

Planına devam et.

Carry on with your plan.

Planına eşlik edeceğiz.

We're going to go with your plan.

Planına itirazım yok.

I have no objection to your plan.

Planına sadık kal.

Stick to your plan.

Planına itiraz etmeyeceğim.

I will not object to your plan.

Senin planına katılıyorum.

I agree to your plan.

Onun planına katılıyorum.

I agree with his plan.

- Sen planına sadık kalacak mısın?
- Planına sadık kalacak mısın?

Are you going to stick to your plan?

Dan planına devam etti.

Dan went ahead with his plan.

Ben onların planına katılıyorum.

I agree with their plan.

Senin planına ayak uyduramam.

I can't keep pace with your plan.

Planına bağlı kalıyor musun?

Are you sticking to your plan?

Sami, B planına geçti.

Sami moved to plan B.

Enkaz planına mı bağlı kalacağız,

We stick with the plan of the wreckage?

Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.

I think you should stick to your training schedule.

Onlar vergi yükseltme planına karşılar.

They oppose the plan to raise taxes.

Tom'un planına hiçbir itirazı yok.

Tom has no objection to your plan.

- Saldırgan bir eylem planına ihtiyacımız var.
- Girişken bir eylem planına ihtiyacımız var.

We need an aggressive plan of action.

- Bizim milletvekili yeni vergi planına karşı çıktı.
- Temsilcimiz yeni vergi planına karşı çıktı.

Our representative argued against the new tax plan.

Onun planına itiraz etmememi rica etti.

He begged me not to object to his plan.

Bir B planına ihtiyacımız var mı?

Do we need a Plan B?

- Planına karşı değilim.
- Planınıza karşı değilim.

I'm not against your plan.

Tom planına devam etmeye karar verdi.

Tom has decided to go ahead with his plan.

Senin planına karşı bir itirazım yok.

I have no objection to against your plan.

Onun arkadaşlarının çoğu onun planına destek oldu.

Many of his friends backed his plan.

Bu, senin planına karşı temel argümanlardan biridir.

This is one of the principal arguments against your plan.

Bana kalırsa, ben onun planına karşı değilim.

So far as I am concerned, I am not against his plan.

Dan, Linda'nın planına katılmak için isteksiz kaldı.

Dan remained reluctant to take part in Linda's plan.

Senin deli saçması planına hiç bulaşmamam gerektiğini biliyordum.

- I knew I should never have gotten involved with your hair-brained scheme.
- I knew I should never have gotten involved with your harebrained scheme.

Birçok Boston sakini belediye başkanının planına karşı çıkıyor.

Many Boston residents oppose the mayor's plan.

Enkaz planına mı bağlı kalacağız, öncelikle suyumuzu mu tazeleyeceğiz?

We stick with the plan of the wreckage? Or we try and replenish the water, first of all?

Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.

We opposed his plan to build a new road.

Yeni bir işe başlayacaksan, bir iş planına ihtiyacın var.

If you're going to start a new business, you need a business plan.

Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.

About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.

Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.

With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.