Translation of "Merakı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Merakı" in a sentence and their english translations:

Tom'un merakı uyanmıştı.

Tom was intrigued.

Sami'nin merakı doruk yaptı.

Sami's curiosity was piqued.

Hepimizin bir şeylere merakı var.

we all have curiosities.

Sonunda, Tom'un merakı korkusunu yendi.

Eventually, Tom's curiosity overcame his fear.

Gördüğümüz merakı, yaratıcılığı ve gelişimi ilerleten,

There is a focus on populations of need, not of want,

Onun seyahat için büyük bir merakı var.

- He has a great fancy for travelling.
- He loves traveling.
- He loves taking trips.
- He really likes traveling a lot.

Onun merakı onu sorular sormaya teşvik etti.

His curiosity prompted him to ask questions.

Sami'nin İslam'a karşı merakı ciddi biçimde artmaya başladı.

Sami started to feel really curious about Islam.

Onun her zaman, dünya hakkında büyük bir merakı oldu.

He has always had a great curiosity about the world.

- Tom'un basketbola fazla merakı yoktur.
- Tom'un basketbolla pek ilgilendiği söylenemez.

- Tom is not a huge basketball fan.
- Tom isn't a huge basketball fan.

112'yi aramaya çalışıyor fakat sizlerin bu merakı yüzünden o insanlar ulaşmıyor

Trying to call 112, but because of your curiosity, those people don't reach

Sagan'ın bilimsel merakı onu Chicago Üniversitesi'nden fizik, astronomi ve astrofizikte dört derece kazanmak için götürdü.

Sagan's scientific curiosity led him to earn four degrees in physics, astronomy and astrophysics from the University of Chicago.