Translation of "Mekan" in English

Mekan güzel.

The place is beautiful.

- Mekan parasız değil.
- Mekan serbest değil.

The place isn't free.

Mekan sorun değil.

The location isn't the problem.

Bu mekan benim.

This place is mine.

Burası korkutucu bir mekan.

This is a frightening place.

Bu mekan hıncahınç dolu.

- This place is packed.
- This place is packed!

Toplantı için mekan neresidir?

Where is the venue for the meeting?

Bu mekan herkese açıktır.

- This place is open to everybody.
- That place is open to everybody.

Mekan tamamen terk edilmiş.

The place is completely deserted.

En sevdiğin mekan nedir?

What's your favorite hang-out?

Mekan hemen hemen boş.

The place is practically empty.

Bu mekan hakkında ne biliyorsun?

What do you know about this place?

Sanırım bir mekan değişikliğine ihtiyacımız var.

I think we need a change of scenery.

Biraz para alabileceğimiz bir mekan biliyorum.

- I know a place we can get some money.
- I know a place where we can get some money.
- I know a place that we can get some money.

Bir şeyler yiyebileceğimiz bir mekan biliyorum.

I know a place we can get something to eat.

- Bu mekan benim.
- Burası bana ait.

I own this place.

- Bütün yer değişti.
- Bütün mekan değişti.

The whole place has changed.

Buralarda yemek yiyebileceğimiz güzel mekan biliyor musunuz?

Do you know any good places to eat around here?

Tom yaşamak için yeni bir mekan buldu.

Tom has found a new place to live.

Mekan, en az bir kere ziyaret edilmeye değer.

The place is worth visiting at least once.

Kore yemeği yenilecek güzel bir mekan tavsiye edebilir misin?

Can you recommend a good place to eat Korean food?

- Sizin sadece bir mekan değişikliğine ihtiyacınız var.
- Hava değişimine ihtiyacın var sadece.

You just need a change of scenery.

Mekan boştu. O, bir kutunun arkasına saklanmış bir kedi dışında, karanlıkta yalnızdı.

The place was empty. She was alone in the darkness, except for a cat hiding behind a box.