Translation of "Edilmiş" in Spanish

0.024 sec.

Examples of using "Edilmiş" in a sentence and their spanish translations:

O terk edilmiş.

Está desierto.

Tom hipnotize edilmiş.

Tom está hipnotizado.

İhanet edilmiş hissediyorum.

Me siento traicionada.

Fadıl kendini ihmal edilmiş ve terk edilmiş hissetti.

Fadil se sentía desamparado y abandonado.

Alışveriş merkezi terk edilmiş.

- El centro comercial está desierto.
- La sala está desierta.

Mekan tamamen terk edilmiş.

El lugar está completamente desierto.

Yer neredeyse terk edilmiş.

El lugar está casi desierto.

Tom ihanet edilmiş hissetti.

Tom se sintió traicionado.

Bu ev terk edilmiş.

Esta casa está abandonada.

Layla terk edilmiş hissetti.

Layla se sintió abandonada.

Hayli stilize insanlar tasvir edilmiş,

Los humanos se representan altamente estilizados

Sıklıkla güdülerin kombinasyonları tasvir edilmiş.

Muy seguidamente tenemos representaciones de diferentes motivos combinados

Eski terk edilmiş kasabalara gireceğiz.

con muchos escondites.

Terk edilmiş bir yer bulduk.

Conseguimos un local que lo tenían abandonado.

Ayrıntıya büyük miktarda dikkat edilmiş

Gran atención al detalle.

Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.

La iglesia está construida al estilo Gótico.

Deniz köpek balıklarıyla istila edilmiş.

El mar está infestado de tiburones.

O, terk edilmiş binaları seviyor.

Le gustan los edificios abandonados.

Görünüşe göre yer terk edilmiş.

El lugar está aparentemente desierto.

Dan terk edilmiş arabayı inceledi.

Dan examinó el carro abandonado.

Küçük kız terk edilmiş hissetti.

La niñita se sentía abandonada.

Yani, dengesiz ve terk edilmiş madenlere,

Eso significa explorar minas abandonadas e inestables,

Bennigsen, Lannes'ın görünüşte izole edilmiş birliklerini

Cuando Bennigsen localizó el aparentemente aislado cuerpo de Lannes

Kutsal Smolensk şehri neredeyse yerlebir edilmiş.

La ciudad sagrada de Smolensk había sido prácticamente destruida.

Kurban dövülmüş ve ölüme terk edilmiş.

La víctima había recibido una paliza y la habían dejado morir.

Terk edilmiş sahilde yalnız yürümekten hoşlanıyordum.

Me gustaba caminar solo por la playa desierta.

Şüpheli, terk edilmiş bir fabrikada saklanıyordu.

El sospechoso estaba escondido en una fábrica abandonada.

Mahallede birçok terk edilmiş ev var.

Hay muchas casas abandonadas en el vecindario.

Bu binanın terk edilmiş olduğunu düşündüm.

Pensé que este edificio estaba abandonado.

Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.

Tom se sentía solo y abandonado.

O, terk edilmiş bir binada saklandı.

Se ocultó en un edificio abandonado.

Ben terk edilmiş bir köpek aldım.

Recogí a un perro abandonado.

Bu çiftlik terk edilmiş gibi görünüyor.

Esta granja parece haber sido abandonada.

Araba o binanın karşısına park edilmiş.

El auto está parado enfrente de aquel edificio.

Tom terk edilmiş kulübeye zorla girdi.

Tom forzó la entrada de la abandonada choza.

Terk edilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.

La ciudad abandonada fue tragada por la selva.

Bu ev 1870 yılında inşa edilmiş.

Esta casa fue construida en 1870.

Tom terk edilmiş bir binada saklandı.

Tom se escondió en un edificio abandonado.

Sami'nin arabası çölde terk edilmiş bulundu.

El auto de Sami fue encontrado abandonado en el desierto.

Sami ormanda terk edilmiş olarak bulundu.

Sami fue encontrado abandonado en el bosque.

- Terk edilmiş köpekler genellikle köpek barınaklarını boylarlar.
- Terk edilmiş köpekler genellikle köpek barınaklarına düşerler.

Los perros que han sido abandonados suelen acabar en las perreras.

Motive edilmiş davranışlar iki genel kategoriye ayrılır:

Los comportamientos motivados se encuadran en dos clases generales:

Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda

En un momento en el que me debería sentir abandonada por Dios,

Yönelimci ve kaçınmacı dil olarak manipüle edilmiş

con participantes que escucharon audios de cuatro a seis minutos

Yere monte edilmiş küçük, kare bir masa,

Había una mesita cuadrada atornillada al piso

Yani kutsal bilgelik kilisesi olarak inşa edilmiş

es decir, construida como una iglesia de sabiduría sagrada

Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.

Había un coche abandonado junto al río.

Tom'un arabasını deponun dışına park edilmiş gördüm.

Vi el coche de Tom aparcado afuera del almacén.

Dünyada terk edilmiş hâlde birçok kedi var.

Hay muchos gatos abandonados en el mundo.

Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.

Comparado con China, Suiza es una aldea abandonada.

Oraya park edilmiş bisiklet benim erkek kardeşimindir.

La bici aparcada allí es la de mi hermano.

Karıncalar iyi organize edilmiş bir topluma sahiptir.

Las hormigas tienen una comunidad bien organizada.

Fabio'nun arabası Elena'nın evinin önünde park edilmiş.

El coche de Fabio está aparcado enfrente de la casa de Elena.

Terk edilmiş tren istasyonun perili olduğu söyleniyor.

Dicen que la estación ferroviaria abandonada está embrujada.

2013'te inşa edilmiş bir evde yaşıyorum.

Vivo en una casa que fue construida en dos mil trece.

Tom terk edilmiş kamyonda bir cüzdan buldu.

Tom encontró una billetera en el camión abandonado.

Fadıl, Leyla'yı terk edilmiş bir eve götürdü.

Fadil llevó a Layla a una casa abandonada.

Tom ve Mary terk edilmiş tüneli keşfettiler.

Tom y Mary exploraron el túnel abandonado.

Sami, arabasını terk edilmiş bir arazide bıraktı.

Sami abandonó el auto en un terreno abandonado.

Eski ve terk edilmiş bir madenci kasabasına benziyor.

Parece un pueblo minero desierto.

Daha çok pagan dinine göre inşa edilmiş gibi

como si fuera construido según la religión pagana

Davout, restore edilmiş Bourbon rejimine diğer Mareşaller gibi

Davout no fue bienvenido en el régimen borbónico restaurado

Başlarına monte edilmiş mıknatıslarla evlerine giden yolu bulamadılar.

Con los imanes sobre sus cabezas, eran incapaces de encontrar el camino a casa.

Tom Park caddesinde terk edilmiş bir binada saklanıyor.

Tom está escondido en un edificio abandonado en la calle Park.

Ben marine edilmiş balık ve deniz ürünü istiyorum.

Tomaré pescado marinado y marisco.

Çete, terk edilmiş bir binada kendi üslerinini kurdu.

La pandilla estableció su sede en un edificio abandonado.

Eve geldim ve her şeyi tahrip edilmiş buldum.

Entré a casa y encontré todo destruído.

Bugüne kadar icat edilmiş en önemli araç nedir?

¿Cuál es la herramienta más importante jamás inventada?

Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terk edilmiş hissediyorum.

Me siento abandonado por la única mujer que amo.

Sami'nin arabası, evinden millerce ötede terk edilmiş bırakıldı.

El auto de Sami fue dejado abandonado a millas de su hogar.

Sami'nin arabası, evden millerce ötede terk edilmiş bulundu.

El auto de Sami fue encontrado abandonado a millas de su hogar.

Her bin hastada görülen hata sıklığına göre ifade edilmiş.

expresado en términos de errores por cada mil pacientes.

Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir

A menudo, se puede acumular agua en minas abandonadas

Bu çalışma istatistiksel yöntemler kullanarak tespit edilmiş ve edilmemiş

Un estudio que observa ambos, fraude detectado y no detectado,

Burada önümüzdeki yıl yeni bir otel inşa edilmiş olacak.

Van a construir un nuevo hotel aquí el próximo año.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir " zincir" denilir.

Un conjunto totalmente ordenado a menudo es llamado "cadena".

Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.

Acampé junto a las ruinas de una aldea abandonada.

Partiye davet edilmiş konuklar arasında iki yabancı bayan vardı.

Entre los invitados a la fiesta había dos mujeres extranjeras.

Sami'nin arabası Kahire'deki bir yerleşim bölgesinde terk edilmiş bulundu.

El carro de Sami fue encontrado abandonado en una área residencial en El Cairo.

Perde duvar, düzenli aralıklarla inşa edilmiş yan kuleler tarafından güçlendirilmelidir.

El muro cortina debe reforzarse con torres flanqueantes a intervalos regulares.

Tahrip edilmiş kasabalar ve yakılmış çiftlikler gözün görebildiği kadar uzanıyor.

Pueblos destruidos y tierras de cultivo quemadas tan lejos como el ojo pueda ver.

Bu tahkim edilmiş noktalaradan zorlamayı denemek Hannibal için tehlikeli olacaktı...

Tratando de abrirse paso a través de cualquiera de estos los puntos fortificados serían peligrosos para Hannibal

Tom, terk edilmiş evin etrafında dolaşan bir hayalet gördüğünü söylüyor.

Tom dice que vio a un fantasma pasearse por la casa abandonada.

Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.

La policía ha encontrado un cadáver en un auto abandonado en la proximidad del parque.

Sami küçük bir bebeğin cesedini terk edilmiş bir bavulda buldu.

- Sami encontró el cadáver de un bebecito en un maletín abandonado.
- Sami encontró el cadáver de un bebito en un maletín abandonado.

Uzun zaman önce terk edilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.

El pueblito, abandonado hace mucho tiempo, parece congelado en el tiempo.

Insanlar tarafından haksızca göz ardı edilmiş önemli bir problemi arayıp bulun,

hay que buscar uno que haya sido injustamente desatendido por otros,

Fadıl arabayı terk edilmiş bir eve kadar sürdü ve oraya sakladı.

Fadil condujo el coche a una casa abandonada y lo escondió.

Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

Tom se sintió un poco incómodo al caminar por la calle desierta en medio de la noche.

Tom kaçırıldı ve kaçıranlar tarafından Park Caddesinde terk edilmiş bir binada tutuldu.

Tom fue secuestrado y retenido por sus captores en un edificio abandonado en Park Street.

Fransız sınırına geri çekilmekten başka seçeneği yoktu ve geride iyi tedarik edilmiş birkaç garnizon bıraktı.

retroceder hacia la frontera francesa, dejando atrás varias guarniciones bien abastecidas.

Polis, terk edilmiş araba ile üç kilometre uzakta bulunan ceset arasında bir bağlantı olduğunu düşünüyor.

La policía sospechaba que había relación entre el carro abandonado y el cadáver encontrados a tres millas de distancia.