Translation of "Mary'in" in English

Tom Mary'in ulaşmasını bekliyor.

Tom is waiting for Mary to arrive.

Tom, Mary'in söylediklerini yazdı.

Tom wrote down what Mary said.

Tom Mary'in dövme yaptırmasını istemedi.

Tom didn't want Mary to get a tattoo.

Tom'a Mary'in bunu yapamayacağını söylemelisin.

You should tell Tom that Mary isn't able to do that.

Tom'un köpeği Mary'in kedisini korkuttu.

Tom's dog scared Mary's cat.

Tom Mary'in parolasını rahatça tahmin etti.

Tom easily guessed Mary's password.

Tom neden Mary'in bunu yapmasını istemiyor?

Why does Tom want Mary not to do that?

Tom bana Mary'in onu yapmadığını söyledi.

Tom told me Mary didn't do that.

Tom, dün Mary'in gitmesi gerektiğini bilmiyordu.

Tom didn't know Mary needed to go yesterday.

Tom'un Mary'in bunu yapmadığını bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows Mary didn't do that.
- I don't think that Tom knows Mary didn't do that.

Tom bugün Mary'in okulda olmadığını söyledi.

Tom said that Mary wasn't at school today.

Tom, Mary'in bunu nadiren yaptığını söyledi.

- Tom said Mary seldom does that.
- Tom said that Mary seldom does that.

Tom, Mary'in küçük göğüsleri olmasına aldırış etmedi.

Tom didn't mind that Mary had small breasts.

Tom Mary'in önerisini yapılacaklar listesine not etti.

Tom put Mary's suggestion down on his to-do list.

Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.

Tom, Mary'in John'un yüzdüğünü hiç görmediğini söyledi.

- Tom said Mary has never seen John swim.
- Tom said that Mary has never seen John swim.

Tom, Mary'in bunu yapmasına gerek olmadığını söylüyor.

Tom says Mary didn't need to do that.

Tom bana Mary'in evli olmadığını düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was unmarried.
- Tom told me he thought Mary was unmarried.
- Tom told me he thought that Mary was unmarried.
- Tom told me that he thought that Mary was unmarried.

Tom Mary'in 2013'te öldüğünü düşündüğünü söylüyor.

Tom says he thinks Mary died in 2013.

Tom gerçekten Mary'in sandviçimi yediğini gördü mü?

Did Tom actually see Mary eating my sandwich?

Tom, Mary'in neden geç kaldığını bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know why Mary was late.
- Tom said that he didn't know why Mary was late.

Tom, Mary'in Pazartesi günü evde olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was at home on Monday.

Tom bana Mary'in pazartesi günü öldüğünü söyledi.

- Tom told me that Mary died on Monday.
- Tom told me Mary died on Monday.

Tom, Mary'in bunu yapamadığından emin olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was certain that she couldn't do that.

Tom Mary'in bugün bunu yapmak istediğine inanmıyor.

Tom doesn't believe Mary really wants to do that today.

Tom ve Mary'in bunu birlikte yaptıklarını bilmiyordum.

- I didn't know that Tom and Mary did that together.
- I didn't know Tom and Mary did that together.

Tom, Mary'in Pazartesi günü evde olmadığını söyledi.

Tom said that Mary wasn't at home on Monday.

Tom ve Mary'in bunu birlikte yaptıklarını biliyorum.

- I know that Tom and Mary did that together.
- I know Tom and Mary did that together.

Tom hiç Mary'in neye benzediğini sana anlattı mı?

Did Tom ever tell you what Mary looked like?

Umarım Tom, Mary'in kendisinden yapmasını istemediği şeyi yapmadı.

I hope Tom didn't do what Mary asked him not to do.

Tom gerçekten Mary'in fare yediğini düşünmüyor, değil mi?

Tom doesn't really think Mary ate a mouse, does he?

Tom'un bugün Mary'in neden burada olmadığını bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows why Mary isn't here today.
- I don't think that Tom knows why Mary isn't here today.

Tom'un Mary'in neden bunu yapmadığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows why Mary didn't do that.
- I don't think that Tom knows why Mary didn't do that.

Tom bana Mary'in otuz yaşında olduğunu düşündüğünü söyledi.

- Tom told me that he thought Mary was thirty.
- Tom told me he thought Mary was thirty.
- Tom told me he thought that Mary was thirty.
- Tom told me that he thought that Mary was thirty.

Tom, Mary'in onun bunu yapamadığından emin olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was certain that he couldn't do that.

Tom neden Mary'in bunu onun için yapmasını istemeli?

Why should Tom want Mary to do that for him?

Daha önce Mary'in bu kadar üzgün olduğunu hiç görmedim.

I've never seen Mary this upset before.

Tom Mary'in ona satın almasını istediği şeyi almayı unuttu.

Tom forgot to buy what Mary asked him to buy.

Tom, Mary'in sık sık pazartesi günleri evde kaldığını söyledi.

Tom said that Mary often stays home on Mondays.

Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.

Tom asked Mary to pick up some toothpaste and some toilet paper at the supermarket.

- Tom, Mary'in bunu yapması gerekmediğini söyledi.
- Tom, Mary'nin bunu yapmasına gerek olmadığını söyledi.
- Tom Mary'nin onu yapmasına gerek olmadığını söyledi.

- Tom said Mary didn't need to do that.
- Tom said that Mary didn't need to do that.