Translation of "Istemiyor" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Istemiyor" in a sentence and their chinese translations:

Tom gelmek istemiyor.

汤姆不想来。

Tom yardımımızı istemiyor.

湯姆不想讓我們幫忙。

Kimse onu istemiyor.

这个没人要。

Canım çalışmak istemiyor.

我没有强烈的欲望去学习。

Canım TV izlemek istemiyor.

我不高兴看电视。

Tom kimseyle konuşmak istemiyor.

汤姆不想跟任何人说话。

Nedenini öğrenmek istemiyor musun?

你不想知道为什么吗?

Dışarı çıkmak istemiyor musun?

你不想出去嗎?

Canım çok konuşmak istemiyor.

我不太想說話。

Hiç kimse onu istemiyor.

这个没人要。

Bugün canım çalışmak istemiyor.

我今天不想上班。

Canım suşi yemek istemiyor.

我不想吃壽司。

Tom Boston'da yaşamak istemiyor.

湯姆不想住在波士頓。

Tom, Mary'yi kaybetmek istemiyor.

汤姆不想失去玛丽。

Tom Mary'nin gitmesini istemiyor.

汤姆不想让玛丽走。

Benimkini kullanmak istemiyor musun?

你不想用我的嗎?

Tom Boston'da okumak istemiyor.

汤姆不想在波士顿求学。

Sebebini bilmek istemiyor musun?

你不想知道原因吗?

- O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.
- Bu konu hakkında konuşmak istemiyor.

她不想提了。

Canım daha fazla beklemek istemiyor.

我不想繼續等了。

Hiç kimse onu yapmanı istemiyor.

没人想要你那样做。

Benim de canım oynamak istemiyor.

我也不想玩。

Bugün canım İngilizce çalışmak istemiyor.

我今天不想学习英语。

Hiç kimse buna dokunmak istemiyor.

谁也不要摸这个。

Tom bir şey içmek istemiyor.

汤姆什么都不想喝。

Canım bir şey yemek istemiyor.

我不想吃任何東西。

Tom tek başına gitmek istemiyor.

汤姆不想一个人走。

Tom içecek bir şey istemiyor.

汤姆什么都不想喝。

- Şu an canım bir şey yemek istemiyor.
- Şimdi canım bir şey yemek istemiyor.

我现在不想吃任何东西。

Canım bu akşam bira içmek istemiyor.

我今晚不想喝酒。

Şu anda canım dışarı çıkmak istemiyor.

我现在不想出去。

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

那人甚麼也不想做。

Tom şu anda Mary'yi görmek istemiyor.

汤姆现在不想见玛丽。

O senden seks yaşamını anlatmanı istemiyor.

- 他不希望你们对他谈论你们的性生活。
- 他不希望你对他谈论你们的性生活。

Bu akşam canım dışarıda yemek istemiyor.

今晚我没心情出去吃饭。

Tom çocuk istiyor ama Mary istemiyor.

汤姆想要孩子,但玛丽不想。

Bugün canım bir şey yemek istemiyor.

我今天不想吃东西。

Bu sabah canım yürüyüşe çıkmak istemiyor.

我今天早上不想散步。

Bu gece canım alkol almak istemiyor.

我今晚不想喝酒。

Tom o konu hakkında konuşmak istemiyor.

汤姆不想谈这件事。

Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.

Tom 不想让Mary走

O konuda hiç konuşmak istemiyor musun?

你到底想不想谈那件事?

Hiç kimse benim ülkemi ziyaret etmek istemiyor.

没人想去我的国家。

Oraya gitmek istemiyorum. O da gitmek istemiyor.

我不想去那儿,他也不想。

Bir başka deyişle, o bunu yapmak istemiyor.

也就是說,他根本不想做。

Neredeyse her gün alkolsüz bira içiyor çünkü bira onun en sevdiği içecek fakat her gün alkol içmek istemiyor.

她几乎每天都喝不含酒精的啤酒,因为啤酒是她喜欢的饮料,但是她不想每天都喝酒精。

- Nedenini bilmek istemiyor musun?
- Nedenini bilmek istemez misiniz?
- Sebebini bilmek istemez misiniz?
- Nedenini bilmek istemez misin?
- Sebebini bilmek istemez misin?

你不想知道为什么吗?